Sayın okurlar, uzak şehirden misafirlerim var. Annem sağolsun, kendileri gece benim odamda yatacaklarından ve gün içinde onlarla takılmam gerektiğinden, bilgisayar açmaya dahi vaktim olmayacak. Olan vaktimde de yazı yazamayacağım zira bir yazı için genellikle en az 1 saat uğraşıyorum. Onlar varken böyle bir imkânım da olmayacak.
25 Haziran'da Sonisphere'e gideyim de bir gün olsun kafamı dinleyeyim. Sahne önü alamasam da saha içi aldım. Tribünlerden izleyecek pis fakirler varmış diye duyum aldım, bana ulaşırlarsa (takimdanayriduzkosuyapanadam@windowslive.com) konser günü Beşiktaş semalarına ulaştığım vakit, birlikte "hoşça vakit geçirebileceğimiz" aktivitelere dalabiliriz.
Bu kalıba da kıl oluyorum, hoşça vakit geçirmek... Neyse hacım, tekrar kusuruma bakmayın. İskandinav ligleri ve bu blog bir bütündür, bölünemez. En kısa zamanda karşınızda olmak dileklerimle, esen kalın.
23 Haziran 2010 Çarşamba
22 Haziran 2010 Salı
FH-ingar Bestu!
Başlığın ana fikri, Hafnarfjarðar'ın en iyi olduğu. Biraz süperlatif falan bakayım dedim İzlandaca. Good-better-best, góður - betri - bestur oluyor fakat "bestur"un ne olduğu bilindiğinden, "bestu" oluyor. Çok hoş. Belki böyle değildir, ben öyle gördüm. "Of salak, hava mı atıyo ya?" diyeceksiniz. Hayır, benim söylemek istediğim şu ki, en büyük Hafnarfjarðar. O kadar!
İsterseniz dün akşam oynanan maçlara bakalım İzlanda'da... Ve 8 hafta sonunda şekillenen puan durumuna. Siz istemeseniz de bakacağım ben, çünkü çok güzel oldu çok iyi çok güzel oldu bu haliyle İzlanda. 6 yaşımdan beri İzlandacıyım, böyle lig görmedim. Maç sonuçları ve maçlarla ilgili hede...
Haukar: 2 - Grindavík: 3
Sezona berbat başlayan, haftalarca bırakın puan almayı, gol dahi atamayan Grindavík, kendisi gibi puan özrü yaşayan ve ligin dibine demir atan Haukar deplasmanındaydı dün akşam Türkiye saatiyle 23:00, İzlanda saatiyle 20:00'de. Haukar, bu ligin en kıdemli asansör takımıdır ve Hafnarfjörður menşeilidir. Öyle ki, bu abiler sezon başında bir alt ligdekilere "beyler ben bu sene iniyorum kimin çıkacağına karar verin aranızda" derler. O derece kıdemliler... Ama kıdem mıdem işlemiyor tabi elin gavuruna.
Son haftalarda aldığı puanlarla dikkatimi çeken ve toparlandığı yönünde sinyaller veren Grindavík'in bu maça da o şekilde başlayacağını düşünüyordum fakat öyle olmadı. Her iki tarafın da kabız oyunu, ilk yarıda 2 gol getirdi. İşin garibi, bu iki golün de, şu anki form durumuyla Grindavik'in yanına dahi yaklaşamayacak olan Haukar'dan gelmiş olmasıydı...
18'de Gunnlaugson ve 42'de Eithsson'un golleriyle, soyunma odasına 2-0'lık çok önemli bir avantajla gitti Haukar. Soyunma odaları, bizim halısahalardaki gibi aynı. Ben olsam devre arası soyunma odasına falan gitmem, sahada otururum öyle. Haukar'ın en büyük hatası da bu oldu... Soyunma odasına üstünlükle gitmek... Sokayım öyle tamlamaya. Skoru yanına alıp "gel bi soyunma odasını gezdireyim" diyor. Neymiş, üstünlükle gidiyormuş. Hassiktir!
İkinci yarıya iyi başlayan ve rakibinin soyunma odasına götürdüğü avantajı kendi tarafına çeviren, "bak birader önceden anlaşalım, soyunma odasına falan gelmiyosun bizimle, tamam mı?" diyen Grindavik, İzlanda liginde görmeye alışkın olduğumuz geri dönüşlerden birine adım adım yaklaştığının sinyallerini verirken, 62'de Hjaltalin'in golüyle farkı bire indirdi: 2-1.
Bu dakikadan sonra baskısını artıran ve Haukar'ın oyun anlayışını tamamen bozan Grindavik, Ondo'yla 78'de beraberliği yakalarken, hemen bir dakika sonrasında farkı bire çıkartan golü attı. Ah Tansu Polatkan... Evet, fark bire çıkmıştı ve Haukar'ın talihsizliği, Grindavik'in 3 puanı oluyordu. Ondo'nun 2 dakikada attığı 2 golle, Grindavik maçı 3-2 kazandı ve 8 hafta sonunda puanını 6'ya yükselterek, rakibine 3 puan fark atmış oldu. Şüphesiz ki bunda en önemli etken, soyunma odasına üstünlük falan götürmeyip efendi gibi gitmeleriydi.
Keflavík: 1 - Fram Reykjavík: 1
Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Keflavík, İzlanda basınında çok konuşuldu. "Forgotten password?" tuşuna basarken yakalamışlar. Maç öncesinde her iki takım da 14 puandaydı ve averaj avantajıyla, Fram rakibinin önündeydi. Reykjavik'in ezeli rakibi Keflavik, henüz 3. dakikada Hauksson'un golüyle sarsılıyordu: 0-1. Daha sonra, 74'te eşitliği sağlamayı başardı Thorsteinsson'un golüyle. Fakat rakiplerinin aldığı puanlar ve Fram karşısında zorlanması gösteriyor ki, bu Keflavík daha parolayla falan devam edemez.
UMF Selfoss: 0 - FH Hafnarfjarðar: 2
Önce iğrenç bir espri yapmak istiyorum, UMF UMF .M KOKUYOR, UMF UMF G.T KOKUYOR, BUZ GİBİ .MLAR Sİ.İMDE PATLAR! Sonra da maça geçmek istiyorum. Gururumuz FH, 31'de Snorrason'un golüyle öne geçtikten sonra, bir tane de Vilhjalmsson'la salladı 60'ta. Sezona iyi başlayan ve öyle devam etmesini beklediğim Selfoss'u taş gibi bir oyun anlayışıyla mağlup etti ve beni pek sevindirdi. Uzun zaman sonra böylesine rahat bir galibiyet görmek, şampiyonluk parolasının aslında 1234 olabileceğini, şampiyonluğun zor olmadığını gösterdi cümle aleme. HAYDİ HAFNAR HAYDİ HAFNAR HAYDİ!
Şimdi puan durumuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum...
Sekiz hafta sonunda lider 15 puanla Fram. Fakat ilk üç sıradaki takım 15, sonraki 3 takım 14, yedinci sıradaki takım da 10 puanda. Geriye kalanlar da 9-8-7-6-3 diye sıralanıyor. Yani 12 takımlı ligde puan tablosu aha böyle,
15-15-15-14-14-14-10-9-8-7-6-3. Buna eğlenceli değil diyen, İzlandalılar futboldan ne anlar diyen, heyecanlı olmadığını düşünen eşektir, odundur. La Liga'dan daha heyecanlı ulan! Puan durumuna bakmak için isee,
http://www.fifa.com/associations/association=isl/nationalleague/standings.html
İsterseniz dün akşam oynanan maçlara bakalım İzlanda'da... Ve 8 hafta sonunda şekillenen puan durumuna. Siz istemeseniz de bakacağım ben, çünkü çok güzel oldu çok iyi çok güzel oldu bu haliyle İzlanda. 6 yaşımdan beri İzlandacıyım, böyle lig görmedim. Maç sonuçları ve maçlarla ilgili hede...
Haukar: 2 - Grindavík: 3
Sezona berbat başlayan, haftalarca bırakın puan almayı, gol dahi atamayan Grindavík, kendisi gibi puan özrü yaşayan ve ligin dibine demir atan Haukar deplasmanındaydı dün akşam Türkiye saatiyle 23:00, İzlanda saatiyle 20:00'de. Haukar, bu ligin en kıdemli asansör takımıdır ve Hafnarfjörður menşeilidir. Öyle ki, bu abiler sezon başında bir alt ligdekilere "beyler ben bu sene iniyorum kimin çıkacağına karar verin aranızda" derler. O derece kıdemliler... Ama kıdem mıdem işlemiyor tabi elin gavuruna.
Son haftalarda aldığı puanlarla dikkatimi çeken ve toparlandığı yönünde sinyaller veren Grindavík'in bu maça da o şekilde başlayacağını düşünüyordum fakat öyle olmadı. Her iki tarafın da kabız oyunu, ilk yarıda 2 gol getirdi. İşin garibi, bu iki golün de, şu anki form durumuyla Grindavik'in yanına dahi yaklaşamayacak olan Haukar'dan gelmiş olmasıydı...
18'de Gunnlaugson ve 42'de Eithsson'un golleriyle, soyunma odasına 2-0'lık çok önemli bir avantajla gitti Haukar. Soyunma odaları, bizim halısahalardaki gibi aynı. Ben olsam devre arası soyunma odasına falan gitmem, sahada otururum öyle. Haukar'ın en büyük hatası da bu oldu... Soyunma odasına üstünlükle gitmek... Sokayım öyle tamlamaya. Skoru yanına alıp "gel bi soyunma odasını gezdireyim" diyor. Neymiş, üstünlükle gidiyormuş. Hassiktir!
İkinci yarıya iyi başlayan ve rakibinin soyunma odasına götürdüğü avantajı kendi tarafına çeviren, "bak birader önceden anlaşalım, soyunma odasına falan gelmiyosun bizimle, tamam mı?" diyen Grindavik, İzlanda liginde görmeye alışkın olduğumuz geri dönüşlerden birine adım adım yaklaştığının sinyallerini verirken, 62'de Hjaltalin'in golüyle farkı bire indirdi: 2-1.
Bu dakikadan sonra baskısını artıran ve Haukar'ın oyun anlayışını tamamen bozan Grindavik, Ondo'yla 78'de beraberliği yakalarken, hemen bir dakika sonrasında farkı bire çıkartan golü attı. Ah Tansu Polatkan... Evet, fark bire çıkmıştı ve Haukar'ın talihsizliği, Grindavik'in 3 puanı oluyordu. Ondo'nun 2 dakikada attığı 2 golle, Grindavik maçı 3-2 kazandı ve 8 hafta sonunda puanını 6'ya yükselterek, rakibine 3 puan fark atmış oldu. Şüphesiz ki bunda en önemli etken, soyunma odasına üstünlük falan götürmeyip efendi gibi gitmeleriydi.
Keflavík: 1 - Fram Reykjavík: 1
Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Keflavík, İzlanda basınında çok konuşuldu. "Forgotten password?" tuşuna basarken yakalamışlar. Maç öncesinde her iki takım da 14 puandaydı ve averaj avantajıyla, Fram rakibinin önündeydi. Reykjavik'in ezeli rakibi Keflavik, henüz 3. dakikada Hauksson'un golüyle sarsılıyordu: 0-1. Daha sonra, 74'te eşitliği sağlamayı başardı Thorsteinsson'un golüyle. Fakat rakiplerinin aldığı puanlar ve Fram karşısında zorlanması gösteriyor ki, bu Keflavík daha parolayla falan devam edemez.
UMF Selfoss: 0 - FH Hafnarfjarðar: 2
Önce iğrenç bir espri yapmak istiyorum, UMF UMF .M KOKUYOR, UMF UMF G.T KOKUYOR, BUZ GİBİ .MLAR Sİ.İMDE PATLAR! Sonra da maça geçmek istiyorum. Gururumuz FH, 31'de Snorrason'un golüyle öne geçtikten sonra, bir tane de Vilhjalmsson'la salladı 60'ta. Sezona iyi başlayan ve öyle devam etmesini beklediğim Selfoss'u taş gibi bir oyun anlayışıyla mağlup etti ve beni pek sevindirdi. Uzun zaman sonra böylesine rahat bir galibiyet görmek, şampiyonluk parolasının aslında 1234 olabileceğini, şampiyonluğun zor olmadığını gösterdi cümle aleme. HAYDİ HAFNAR HAYDİ HAFNAR HAYDİ!
Şimdi puan durumuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum...
Sekiz hafta sonunda lider 15 puanla Fram. Fakat ilk üç sıradaki takım 15, sonraki 3 takım 14, yedinci sıradaki takım da 10 puanda. Geriye kalanlar da 9-8-7-6-3 diye sıralanıyor. Yani 12 takımlı ligde puan tablosu aha böyle,
15-15-15-14-14-14-10-9-8-7-6-3. Buna eğlenceli değil diyen, İzlandalılar futboldan ne anlar diyen, heyecanlı olmadığını düşünen eşektir, odundur. La Liga'dan daha heyecanlı ulan! Puan durumuna bakmak için isee,
http://www.fifa.com/associations/association=isl/nationalleague/standings.html
21 Haziran 2010 Pazartesi
UEFA Avrupa Ligi Eşleşmeleri
Bir blog yazarı olduğumu unutmuşum ben. Hele ki böyle şirin mi şirin, buram buram İskandinavya kokan bir blog sahibiyken, yaptığım ayıp olmuş. Uzun zamandır yazmıyordum, aslında sebebi de yoktu sayın okurlar. Hiçbirinizden de "yazsana lan?" diye tepki gelmeyince, küstüm, yazmaz oldum. Sonra, kimse okumasa dahi yazacağım dediğim zamanlar geldi aklıma. En fazla bu kadar ayrı kalabildim, yine ufaktan başlayayım diyorum. Şu sıcak yaz günlerinde yapacak başka işim de yok zaten.
Bugün 2010/2011 sezonu UEFA AVRUPA Ligi ön eleme turu kuraları çekildi. Ne uzun şey lan öyle? X sezonu Y ligi HedİNCİ tur kuraları! Uzun muzun ama elin adamı acımıyor, çekiyor. Bize de, İzlanda futbolunu sevenlere de acımadı. Makus talihimiz yine bizi artistik bir çalımla bakkala yolladı ve İzlanda'nın gururu Breiðablik UBK'nin ikinci ön eleme turundaki rakibi İskoç temsilcisi Motherwell oldu.
Bu takımları yakından tanımıyor olabilirsiniz fakat hepiniz Beşiktaş JK'yı biliyorsunuz. Hah işte bu temsilcimizin aynı turdaki rakibi de Faroe Adaları'nın rakiplerine korku salan güçlü ekibi Vikingur Gotu oldu. Ben kendi evlerinde Beşiktaş'ı zorlayabileceklerini düşünüyorum zira o dağın eteğinde mangal yapmak varken, İbrahim Üzülmez kanattan orta açmayı düşünmeyecektir. İstanbul'da işi bitirip, tatile gidecektir Beşiktaş.
Faroe Adaları'nda televizyon var mı bilmiyorum ama bu maçı televizyondan canlı takip edebilmek harika olacak. Kurayı çekenlerin ellerine sağlık diyorum. Beşiktaş, ilk maçını 15 Temmuz'da İstanbul'da oynadıktan sonra 22 Temmuz'da Vikingur Gotu'yu, Gotu'da yenmek için yola çıkacak. Daha doğrusu öncesinde çıkacak, maç o gün.
***
Ben ilgi alanımdaki liglerin takımlarının eşleşmelerini, şanslarını değerlendirmek istiyorum efendim. Birinci ön eleme turundan başlayayım... Maç tarihlerinin 1-8 Temmuz olduğunu belirtmekte fayda var...
NSÍ Runavik - Gefle IF: Ben Gävle temsilcisi için sevinip İsveçli arkadaşıma "Runavik çıktı lan!" diye haykırdığım sırada, kendisi "Kolay takımlara kaybediyoruz biz abi ya! Oyuncu değişikliği hakkımız da doldu! DOLDU!" diye küfrediyordu... Fakat ben yine de bu kuranın, İsveç temsilcisi adına şeker gibi olduğunu düşünüyorum. Faroe Adaları'nda şampiyonluk mücadelesi veren Runavik, gol yeme işini tadında bırakarak sağ salim kurtulmayı düşünmeli. Gefle turu geçerse(ki geçmemesi kıyamet alameti olacaktır) ikinci ön eleme turundaki rakibi Dinamo Tiflis - Flora Tallinn eşleşmesinin galibi olacak. Bu ekipler Gefle'yi zorlayabilecek kalitede değiller. Ben çok anlamıyorum bu işin formatından ama üçüncü ön eleme turunda hayvan gibi bir rakiple karşılaşmazsa, Gefle'yi gruplarda görebiliriz.
Zhodino - Fylkir: Turuncu-siyahlım İzlandalım, Belarus ekibi Zhodino'yla eşleşti. Takımın tam adı FC Torpedo Zhodino, işinize yarar mı bilmem. Kendileri hakkında pek bir bilgim yok fakat Flykir'den iyi olmadıklarını rahatlıkla iddia edebilirim. İzlanda takımlarının gruplara kalma şansları çok az olsa da, ligde iyi bir performans grafiği yakalayan Fylkir rakibini yiyecektir diye düşünüyorum. Eşleşmenin kazananı OFK Beograd'a rakip olacak. Hırslı oynayıp bloklar arası bağlantıyı iyi sağlayan bir Fylkir'in önünde kimse duramaz.
Randers - F91 Dudelange: Fenerbahçe eşleşmesinden tanıdığımız, kardeşimden daha küçük olan Danimarka temsilcisi Randers, SAS Ligaen'de "küme düştü salaklar eheh" dediğimiz anda yaptığı inanılmaz çıkışla, hiç değilse 1 sene daha kalmayı başardı. Dudelange ise, futbol kulüplerinin "burda futbol mu oynanır ya?" diye trip atıp başka ülkelere kaydoldukları Lüksemburg'un bir şehri. F91 de onların takımı haliyle. Eşleşmenin kazananı Gorica'yla oynayacak. Randers'ın da üçüncü tura yakın olduğunu söyleyebiliriz sanırım.
TPS - Port Talbot: Turun Palloseura, Gallerli Port Talbot'la kapışacak. Kâğıt üstünde kaliteleri yakın gibi görünse de, kâğıt altında Turku ekibi rahat geçer gibi. Eşleşme galibi Cercle Brugge ile oynayacak ve muhtemelen anasının ligine dönecek.
KR Reykjavík - Glentoran: İzlanda'nın güya en büyük kulübü, çevik İzlandalıların Reykjavík menşeili takımı, gitti Kuzey İrlanda takımıyla eşleşti. Ne olur dersiniz? En eğlenceli eşleşme olur derim. İkisi de birbirinden amatör allahın cezaları. Valur'un İrlanda'da Cork'a yenildiği maçı izleyince, Britanyalılara karşı oynanan maçlarda İskandinavlara güvenilmemesi gerektiği kanaatine vardım. Kalite olarak çok yakın takımlar. Tanrı'nın İskandinavya taraflarında olduğu düşünülürse, Reykjavik'e bir şans verebiliriz. Eşleşme galibi Ukrayna'nın Karpathy Lyiv takımıyla oynayacak, o zaman Tanrı bile yardım etmez zaten KR'ye. Knattspyrnufelag. Abov.
Kalmar - EB/Streymur: Stadyum avantajıyla EB/Streymur iki adım önde. Fakat İsveç'te ilk 14 haftayı gayet iyi geçiren Kalmar, Faroeli dinlemez dağıtır. Ve bu eşleşme muhtemelen Kalmar'ı üçüncü ön eleme turuna taşıyacak, zira kazanan Dacia - Zeta eşleşmesinin galibiyle oynayacak. Onlar kim lan?
Trans Narva - Myllykoski: Transa geçen Eston ekibi ligde kendisinden beklemediğim bir performans sergiliyor. Olumlu yönde. Finlandiyalı abilerimizse berbat bir sezon geçiriyorlar. İzleyip görelim, çok acayip bir eşleşme. Futbol çok enteresan bir oyun. Eşleşme galibinin rakibi Sant Julia, turu geçen yaşadı.
***
İkinci tur ön elemeleri için ayrı ayrı yorum yapayacağım. Yani ayrı yapacağım da, maçlara ayırmayacağım. Motherwell - Breidablik eşleşmesinde, her ne kadar can-ı gönülden destekleyip bir mucize beklesem de, Breidablik'in pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Bröndby, Vaduz'u çiğ çiğ yer. Stabæk, Laçi - FC Dnipro Mogilev eşleşmesinin galibiyle oynayacak ve çok rahat kazanacak(diye düşünüyorum). Elfsborg'un rakibi, Moldova temsilcisi Iskra. İnanılmaz kolay bir kura. Molde, FK Jelgava'yı rahat eleyebilecek güçte ama niyeyse bu Baltık takımlarına karşı bir özrü var İskandinavların, bilemedim. Beşiktaş, Vikingur'un affedersiniz götünü yiyecektir muhtemelen. FC Honka da Bangor City eşleşmesinde bir adım önde gibi. Ayağını geri alırsa yarış başlayacak.
Bugün 2010/2011 sezonu UEFA AVRUPA Ligi ön eleme turu kuraları çekildi. Ne uzun şey lan öyle? X sezonu Y ligi HedİNCİ tur kuraları! Uzun muzun ama elin adamı acımıyor, çekiyor. Bize de, İzlanda futbolunu sevenlere de acımadı. Makus talihimiz yine bizi artistik bir çalımla bakkala yolladı ve İzlanda'nın gururu Breiðablik UBK'nin ikinci ön eleme turundaki rakibi İskoç temsilcisi Motherwell oldu.
Bu takımları yakından tanımıyor olabilirsiniz fakat hepiniz Beşiktaş JK'yı biliyorsunuz. Hah işte bu temsilcimizin aynı turdaki rakibi de Faroe Adaları'nın rakiplerine korku salan güçlü ekibi Vikingur Gotu oldu. Ben kendi evlerinde Beşiktaş'ı zorlayabileceklerini düşünüyorum zira o dağın eteğinde mangal yapmak varken, İbrahim Üzülmez kanattan orta açmayı düşünmeyecektir. İstanbul'da işi bitirip, tatile gidecektir Beşiktaş.
Faroe Adaları'nda televizyon var mı bilmiyorum ama bu maçı televizyondan canlı takip edebilmek harika olacak. Kurayı çekenlerin ellerine sağlık diyorum. Beşiktaş, ilk maçını 15 Temmuz'da İstanbul'da oynadıktan sonra 22 Temmuz'da Vikingur Gotu'yu, Gotu'da yenmek için yola çıkacak. Daha doğrusu öncesinde çıkacak, maç o gün.
***
Ben ilgi alanımdaki liglerin takımlarının eşleşmelerini, şanslarını değerlendirmek istiyorum efendim. Birinci ön eleme turundan başlayayım... Maç tarihlerinin 1-8 Temmuz olduğunu belirtmekte fayda var...
NSÍ Runavik - Gefle IF: Ben Gävle temsilcisi için sevinip İsveçli arkadaşıma "Runavik çıktı lan!" diye haykırdığım sırada, kendisi "Kolay takımlara kaybediyoruz biz abi ya! Oyuncu değişikliği hakkımız da doldu! DOLDU!" diye küfrediyordu... Fakat ben yine de bu kuranın, İsveç temsilcisi adına şeker gibi olduğunu düşünüyorum. Faroe Adaları'nda şampiyonluk mücadelesi veren Runavik, gol yeme işini tadında bırakarak sağ salim kurtulmayı düşünmeli. Gefle turu geçerse(ki geçmemesi kıyamet alameti olacaktır) ikinci ön eleme turundaki rakibi Dinamo Tiflis - Flora Tallinn eşleşmesinin galibi olacak. Bu ekipler Gefle'yi zorlayabilecek kalitede değiller. Ben çok anlamıyorum bu işin formatından ama üçüncü ön eleme turunda hayvan gibi bir rakiple karşılaşmazsa, Gefle'yi gruplarda görebiliriz.
Zhodino - Fylkir: Turuncu-siyahlım İzlandalım, Belarus ekibi Zhodino'yla eşleşti. Takımın tam adı FC Torpedo Zhodino, işinize yarar mı bilmem. Kendileri hakkında pek bir bilgim yok fakat Flykir'den iyi olmadıklarını rahatlıkla iddia edebilirim. İzlanda takımlarının gruplara kalma şansları çok az olsa da, ligde iyi bir performans grafiği yakalayan Fylkir rakibini yiyecektir diye düşünüyorum. Eşleşmenin kazananı OFK Beograd'a rakip olacak. Hırslı oynayıp bloklar arası bağlantıyı iyi sağlayan bir Fylkir'in önünde kimse duramaz.
Randers - F91 Dudelange: Fenerbahçe eşleşmesinden tanıdığımız, kardeşimden daha küçük olan Danimarka temsilcisi Randers, SAS Ligaen'de "küme düştü salaklar eheh" dediğimiz anda yaptığı inanılmaz çıkışla, hiç değilse 1 sene daha kalmayı başardı. Dudelange ise, futbol kulüplerinin "burda futbol mu oynanır ya?" diye trip atıp başka ülkelere kaydoldukları Lüksemburg'un bir şehri. F91 de onların takımı haliyle. Eşleşmenin kazananı Gorica'yla oynayacak. Randers'ın da üçüncü tura yakın olduğunu söyleyebiliriz sanırım.
TPS - Port Talbot: Turun Palloseura, Gallerli Port Talbot'la kapışacak. Kâğıt üstünde kaliteleri yakın gibi görünse de, kâğıt altında Turku ekibi rahat geçer gibi. Eşleşme galibi Cercle Brugge ile oynayacak ve muhtemelen anasının ligine dönecek.
KR Reykjavík - Glentoran: İzlanda'nın güya en büyük kulübü, çevik İzlandalıların Reykjavík menşeili takımı, gitti Kuzey İrlanda takımıyla eşleşti. Ne olur dersiniz? En eğlenceli eşleşme olur derim. İkisi de birbirinden amatör allahın cezaları. Valur'un İrlanda'da Cork'a yenildiği maçı izleyince, Britanyalılara karşı oynanan maçlarda İskandinavlara güvenilmemesi gerektiği kanaatine vardım. Kalite olarak çok yakın takımlar. Tanrı'nın İskandinavya taraflarında olduğu düşünülürse, Reykjavik'e bir şans verebiliriz. Eşleşme galibi Ukrayna'nın Karpathy Lyiv takımıyla oynayacak, o zaman Tanrı bile yardım etmez zaten KR'ye. Knattspyrnufelag. Abov.
Kalmar - EB/Streymur: Stadyum avantajıyla EB/Streymur iki adım önde. Fakat İsveç'te ilk 14 haftayı gayet iyi geçiren Kalmar, Faroeli dinlemez dağıtır. Ve bu eşleşme muhtemelen Kalmar'ı üçüncü ön eleme turuna taşıyacak, zira kazanan Dacia - Zeta eşleşmesinin galibiyle oynayacak. Onlar kim lan?
Trans Narva - Myllykoski: Transa geçen Eston ekibi ligde kendisinden beklemediğim bir performans sergiliyor. Olumlu yönde. Finlandiyalı abilerimizse berbat bir sezon geçiriyorlar. İzleyip görelim, çok acayip bir eşleşme. Futbol çok enteresan bir oyun. Eşleşme galibinin rakibi Sant Julia, turu geçen yaşadı.
***
İkinci tur ön elemeleri için ayrı ayrı yorum yapayacağım. Yani ayrı yapacağım da, maçlara ayırmayacağım. Motherwell - Breidablik eşleşmesinde, her ne kadar can-ı gönülden destekleyip bir mucize beklesem de, Breidablik'in pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Bröndby, Vaduz'u çiğ çiğ yer. Stabæk, Laçi - FC Dnipro Mogilev eşleşmesinin galibiyle oynayacak ve çok rahat kazanacak(diye düşünüyorum). Elfsborg'un rakibi, Moldova temsilcisi Iskra. İnanılmaz kolay bir kura. Molde, FK Jelgava'yı rahat eleyebilecek güçte ama niyeyse bu Baltık takımlarına karşı bir özrü var İskandinavların, bilemedim. Beşiktaş, Vikingur'un affedersiniz götünü yiyecektir muhtemelen. FC Honka da Bangor City eşleşmesinde bir adım önde gibi. Ayağını geri alırsa yarış başlayacak.
30 Mayıs 2010 Pazar
Posta / Not
Brann Bergen SK, Tromsø'de yakaladığı başarının ardından anlaştığı teknik direktör Steinar Nilsen ile yollarını ayırmış, olaylı Hønefoss BK mağlubiyeti sonrası kendisini postalamış bulunuyor.
Takımın başına geçmesi muhtemel iki teknik adam var: Trond Johan Sollied ve Arne Sandstø. Sollied bir ara Ankara'ya gelmişti ve sanırım Ankaragücü'yle anlaştı. Pek çok kupa kazanmış, pek çok ülkede farklı takım çalıştırmış yetenekli bir teknik direktör fakat Brann'ın da dötüne kaçabilecek türden birisi. Çok para isteyecektir haliyle. Bu yüzden, şu sıralar Adeccoligaen'de Bergen ekibinin cenabetliğini yaşayan Løv-Ham'ın teknik direktörü Arne Sandstø düşünülüyor.
Kim gelirse gelsin de şu takımı alsın ilk 10'a soksun bari.
Bir de başlıkta belirttiğim gibi arkadaşlar, bir şey diyeyim ben size. Maçların bir bölümü Pazartesi oynanacak, yani bildiğimiz yarın. Tüm liglerle ilgili yazıları, "kim n'etmiş bu hafta?"ları Salı günü yazacağım. Maçları parça parça vermek istemedim. Görüşmek üzere.
Takımın başına geçmesi muhtemel iki teknik adam var: Trond Johan Sollied ve Arne Sandstø. Sollied bir ara Ankara'ya gelmişti ve sanırım Ankaragücü'yle anlaştı. Pek çok kupa kazanmış, pek çok ülkede farklı takım çalıştırmış yetenekli bir teknik direktör fakat Brann'ın da dötüne kaçabilecek türden birisi. Çok para isteyecektir haliyle. Bu yüzden, şu sıralar Adeccoligaen'de Bergen ekibinin cenabetliğini yaşayan Løv-Ham'ın teknik direktörü Arne Sandstø düşünülüyor.
Kim gelirse gelsin de şu takımı alsın ilk 10'a soksun bari.
Bir de başlıkta belirttiğim gibi arkadaşlar, bir şey diyeyim ben size. Maçların bir bölümü Pazartesi oynanacak, yani bildiğimiz yarın. Tüm liglerle ilgili yazıları, "kim n'etmiş bu hafta?"ları Salı günü yazacağım. Maçları parça parça vermek istemedim. Görüşmek üzere.
29 Mayıs 2010 Cumartesi
Hayat Çok Tuhaf, Runavík Falan...
Dün akşam, Fuglafjördur - Runavík maçının sonuna kadar oturamadım. İlerleyen saatlerde de yazma şansım olmadı. Dolayısıyla Cuma günü oynanan üç maç hakkındaki değerlendirmelerimi bugün yapmak durumundayım. Yaz aylarında çoğu günü sevmem. Kışın bayıldığım hafta sonlarından yaz aylarında nefret ederim. Yapacak işin olmadığı, sıcaktan kavrulunan, sap gibi oturulan bu berbat günlerde bloglamak cidden en iyisi, sağol Fuglafjördur, sağol Runavík.
Dünkü yazımda, çok önemli maçlar olmadığı sürece ayrı ayrı yazmayacağımı belirtmiştim. Tatil yapmayı pek seven İskandinav abilerimize rağmen, her hafta 15-20 maç hakkında ayrı ayrı yazı yazmam gerekecek ki ben sadece 16 yaşında bir öğrenciyim. Bu işten para kazanıyor olsam, mesleğim olarak günde 10 saat yazar ve yapardım tabi ki fakat zamanım kısıtlı maalesef. Hafta sonuna girmiş olmamızı ve bu berbat Cumartesi gününü fırsat bilerek, sizlere dün akşamki maçları anlatmak, "vay anasını" demek ve dedirtmek istiyorum.
***
Ykkönen'de, önemli sponsorluk sözleşmeleri imzaladığını belirttiğim Oulu ekibi OPS Oulu, ligin kendisi gibi yenilerinden FC Espoo ile karşılaştı dün. Şöyle ihtimal olarak göz önünde bulunduracak olursak, ev sahibinin pek şansı yoktu. %20 Espoo desek, %35 beraberlik, %45 Oulu olur. Yani maç öncesinde "kim kazanır?" deseler ben böyle bir oranlama yapardım. İlk yarı %35'lik ihtimal, ikinci yarıda da %45'lik ihtimal gerçekleşti. Dengeli geçen ilk yarının ardından, ikinci yarıya hızlı başlayan OPS, kilidi çabuk açtı. 48'de Björkstrand, Sixten'in topuna "gel sen bakayım buraya" derken kendi ağlarına gönderdi bahsi geçen topu. Espoo şoku henüz atlatmamışken, üzerinde "Juntunen'den selamlar" yazılı top, ikinci kez Espoo ağlarını havalandırdı. Ev sahibinin ümit veren etkili oyuncusu Seferi'nin 88'de attığı gol, puan için yeterli olmadı. Bu skorla puanını 10'a yükselten Oulu ekibi ligde dördüncü sıraya yerleşti. Tipik bir Ykkönen maçıydı. Peki ya Superettan ve Vodafonedeildin maçları?
Kesinlikle öyle değillerdi. Şimdi mikrofonu Jönköping'de bulunan arkadaşım... Yok, yine ben anlatacağım.
***
Ligin düşmemeye oynayan ve ne hikmetse kümede kalmayı daima başaran takımı Jönköpings Södra, Türkiye saatiyle 20:20'de başlayan maçta Östers IF'i ağırladı. Öster'in, Jönköping temsilcisinden hiçbir farkının olmadığını belirtmekte fayda var. Maç öncesinde "Ne olur?" diye sormuş olsaydınız, "Sıkıcı geçecek bir maç olur, üç skor çıkabilir: 1-0, 0-0, 1-1" diye cevap verirdim. Maç sonunda ise mosmor olurdum.
Maça geride bıraktığımız haftalarda etkilerini göremediğimiz etkili futbolcularıyla ağırlığını koyan Jönköpings, 2. dakikada Redo ve 9. dakikada Cederqvist'in attığı gollerle, maçta 10 dakikada dolmadan 2-0'lık üstünlük yakaladı. Jönköpings'in yorulmasını bekleyip "beyler bari yemeyelim defansı"na dönen Öster, 29 dakika daha direnebildi ve ev sahibi, 38'te Fagercrantz'ın attığı golle, soyunma odasına 3-0 önde gitti. Jönköpingliler de dahil, kimsenin beklemediği bir skordu bu. Galibiyet belki doğal karşılanabilirdi fakat 45 dakikada 3 golün atılması, başlı başına bir ilginçlikti, Jönköping adına bir futbol mucizesiydi. Bu kabızların 45 dakikada 3-0 öne geçmelerine anlam verilemiyordu. Belki de bunları düşünen tek insan bendim...
İkinci yarıya Öster, beni bir kez daha dumur etti ve baskılı oyunun karşılığını, 63'te Karekezi ile aldı. Yorulan Jönköping'in üzerine daha çok gitmeye başlayan Öster 72'de Smajlovic ve 78'de Katenda'nın golleriyle, durumu 3-3'e getirmeyi başardı. Jönköping'in 45 dakikalık mucizesinin üstünü 33 dakikada yine bir mucizeyle örten Öster, ikinci yarıda etkisiz kalan rakibinin maçı bıraktığını düşünüyordu fakat çok pis yanılmıştı. Bu dakikadan sonra yeniden gaza gelen Jönköping, 83'te Fagercrantz'ın golüyle yeniden üstünlüğü ele geçirdi. 90'da Öster'in üçüncü golünü atan Katenda oyundan atılınca, Öster de yenilmiş sayıldı.
Her sezon acayip işler yapan ve kümede kalmaya oynayan Jönköpings, bu sonuçla birlikte beşinci iç saha maçında 9. puanına ulaşmış oldu. Geçen hafta yine Jönköping'de, 84. dakikada Eutus'un attığı golle Hammarby'yi 2-1 mağlup etmişlerdi. Bu sene işler o kadar kötü gitmiyor, hiç değilse playout oynamayacaklar gibi... Ama Öster'in daha çok çalışması lazım, hehe.
***
Kimsenin iplemediği, gönülden bağlı olduğum(eheh) Vodafonedeildin... Daha kolay adıyla, Faroe Adaları Birinci Ligi. Aslında hiç de kolay değilmiş, daha uzunmuş. EB/Streymur başlığında, dün oynanan maçın önemini belirtmiştim, tekrar yazmaya gerek duymuyorum. İsteyenler yazının ikinci bölümüne bakabilir ve içinde bulunulan seksi ortamı daha iyi görebilirler. Muhteşem geçen bu maçın bir de puan durumu için önemi göz önüne alınılırsa, sahadan çıkan sonuç ve oyun, futbolseverleri ciddi anlamda güldürecektir. Maç sonucunu gördükten sonra abartısız 5 dakika güldüm. Sevindim. Faroe Adaları'nın ne kadar eğlenceli bir yer olduğunu düşündüm. Halı sahada yaşanmayan geri dönüşlerin ligini sevdim ben, Vodafonedeildin'i sevdim. Maça gelelim...
Türkiye saatiyle 20:30'ta başlayan, 10. haftanın ilk maçı. Maç öncesinde 18 puanı bulunan Fuglafjördur lider, 16 puandaki NSÍ Runavík, HB Tórshavn'ın ardından üçüncü sırada bulunuyor. Faroe futbolunda "favori" kelimesine yer olmadığını belirtmek lazım. Türk futbolseverlerin Fenerbahçe eşleşmesinden tanıdıkları B36 Tórshavn var. Onun haricinde her sezon farklı bir şampiyon çıkabilir, "favori" deme gafletinde bulunduğunuz takımlar rezil performanslar sergileyebilirler.
Kâğıt üzerindeki performansa bakıldığında bu maçın favorisi Fuglafjördur'du...
Henüz ikinci dakikada Nenad Saric'in attığı golle 1-0 öne geçen ev sahibi, "Favori yokmuşmuş, sktir!" der gibiydi. 30'da Hansen skoru eşitlese de, 43'te Dalbuo, Fuglafjördur'un soyunma odasına 2-1 önde gitmesini sağlayan golü attı. Buraya kadar garipsenebilecek bir şey yoktu. Gol ortalaması olsun, oyun olsun... Faroe Adaları standartlarındaydı her şey. Fakat ikinci yarı öyle olmayacaktı. Galip gelmesi halinde liderlik koltuğuna oturacaktı Runavík. İkinci yarıda oynadıkları oyunla da bunu ne kadar istediklerini gösterdiler. "Kalesinde sigara içen halı saha kalecisi"ne dönüşen Fuglafjördur kalecisine, "kundurayla maça çıkan halı saha oyuncusu" olan oyuncular da eklenince, işin rengi değişti.
53'te Lukjani'nin golüyle farkı ikiye çıkartan Fuglafjördur, hepten dağıttı. Golü arayan, koklayan(oldum olası kılım bu tabire) fakat bulamayan taraf Runavík'ti, ev sahibi oyunu rölantiye alma derdindeydi fakat top oynamaya fırsat bulamıyordu.
Runavík aradığı golü 70'de Jovevic'le buldu. O da ne? 3 dakika sonra, takımının ilk golünü atan Hansen yine sahneye çıktı ve skoru 3-3'e getirdi. 5 dakika sonrasında Jann Ingi Petersen "beyler bi' tane de ben atayım" dedi. Maç öncesinde "abi böyle hani perdeyi kapatan oyuncu falan diyolar ya haberlerde, öyle olmayı çok istiyom biliyo musun?" şeklinde açıklama yapan Potemkin, perdeyi kapatan isim oldu.
"Sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım" diyeceğinizi biliyorum. 2 farkı bulduktan sonra rakibini ciddiye almayan, top saklamaya çalışan fakat topu dahi göremeyen Salih ve saz arkadaşlarının akıl almaz mağlubiyeti, hepimize ders olmalı. Maçtan sonra...
Fuglafjördur karısından boşandı. 18 puanla ikinci sırada bulunuyor fakat bugün ve yarın oynanacak maçlarla muhtemelen yerini kaybedecek.
NSÍ Runavík 19 puanla liderlik koltuğunda oturuyor. HB Tórshavn'ın puan kaybetmesini bekleyecek...
***
İşte böyle sevgili okurlar. Maç yapılan tüm liglerin değerlendirmesini yarın falan bulabilirsiniz, hoşçakalın.
Dünkü yazımda, çok önemli maçlar olmadığı sürece ayrı ayrı yazmayacağımı belirtmiştim. Tatil yapmayı pek seven İskandinav abilerimize rağmen, her hafta 15-20 maç hakkında ayrı ayrı yazı yazmam gerekecek ki ben sadece 16 yaşında bir öğrenciyim. Bu işten para kazanıyor olsam, mesleğim olarak günde 10 saat yazar ve yapardım tabi ki fakat zamanım kısıtlı maalesef. Hafta sonuna girmiş olmamızı ve bu berbat Cumartesi gününü fırsat bilerek, sizlere dün akşamki maçları anlatmak, "vay anasını" demek ve dedirtmek istiyorum.
***
Ykkönen'de, önemli sponsorluk sözleşmeleri imzaladığını belirttiğim Oulu ekibi OPS Oulu, ligin kendisi gibi yenilerinden FC Espoo ile karşılaştı dün. Şöyle ihtimal olarak göz önünde bulunduracak olursak, ev sahibinin pek şansı yoktu. %20 Espoo desek, %35 beraberlik, %45 Oulu olur. Yani maç öncesinde "kim kazanır?" deseler ben böyle bir oranlama yapardım. İlk yarı %35'lik ihtimal, ikinci yarıda da %45'lik ihtimal gerçekleşti. Dengeli geçen ilk yarının ardından, ikinci yarıya hızlı başlayan OPS, kilidi çabuk açtı. 48'de Björkstrand, Sixten'in topuna "gel sen bakayım buraya" derken kendi ağlarına gönderdi bahsi geçen topu. Espoo şoku henüz atlatmamışken, üzerinde "Juntunen'den selamlar" yazılı top, ikinci kez Espoo ağlarını havalandırdı. Ev sahibinin ümit veren etkili oyuncusu Seferi'nin 88'de attığı gol, puan için yeterli olmadı. Bu skorla puanını 10'a yükselten Oulu ekibi ligde dördüncü sıraya yerleşti. Tipik bir Ykkönen maçıydı. Peki ya Superettan ve Vodafonedeildin maçları?
Kesinlikle öyle değillerdi. Şimdi mikrofonu Jönköping'de bulunan arkadaşım... Yok, yine ben anlatacağım.
***
Ligin düşmemeye oynayan ve ne hikmetse kümede kalmayı daima başaran takımı Jönköpings Södra, Türkiye saatiyle 20:20'de başlayan maçta Östers IF'i ağırladı. Öster'in, Jönköping temsilcisinden hiçbir farkının olmadığını belirtmekte fayda var. Maç öncesinde "Ne olur?" diye sormuş olsaydınız, "Sıkıcı geçecek bir maç olur, üç skor çıkabilir: 1-0, 0-0, 1-1" diye cevap verirdim. Maç sonunda ise mosmor olurdum.
Maça geride bıraktığımız haftalarda etkilerini göremediğimiz etkili futbolcularıyla ağırlığını koyan Jönköpings, 2. dakikada Redo ve 9. dakikada Cederqvist'in attığı gollerle, maçta 10 dakikada dolmadan 2-0'lık üstünlük yakaladı. Jönköpings'in yorulmasını bekleyip "beyler bari yemeyelim defansı"na dönen Öster, 29 dakika daha direnebildi ve ev sahibi, 38'te Fagercrantz'ın attığı golle, soyunma odasına 3-0 önde gitti. Jönköpingliler de dahil, kimsenin beklemediği bir skordu bu. Galibiyet belki doğal karşılanabilirdi fakat 45 dakikada 3 golün atılması, başlı başına bir ilginçlikti, Jönköping adına bir futbol mucizesiydi. Bu kabızların 45 dakikada 3-0 öne geçmelerine anlam verilemiyordu. Belki de bunları düşünen tek insan bendim...
İkinci yarıya Öster, beni bir kez daha dumur etti ve baskılı oyunun karşılığını, 63'te Karekezi ile aldı. Yorulan Jönköping'in üzerine daha çok gitmeye başlayan Öster 72'de Smajlovic ve 78'de Katenda'nın golleriyle, durumu 3-3'e getirmeyi başardı. Jönköping'in 45 dakikalık mucizesinin üstünü 33 dakikada yine bir mucizeyle örten Öster, ikinci yarıda etkisiz kalan rakibinin maçı bıraktığını düşünüyordu fakat çok pis yanılmıştı. Bu dakikadan sonra yeniden gaza gelen Jönköping, 83'te Fagercrantz'ın golüyle yeniden üstünlüğü ele geçirdi. 90'da Öster'in üçüncü golünü atan Katenda oyundan atılınca, Öster de yenilmiş sayıldı.
Her sezon acayip işler yapan ve kümede kalmaya oynayan Jönköpings, bu sonuçla birlikte beşinci iç saha maçında 9. puanına ulaşmış oldu. Geçen hafta yine Jönköping'de, 84. dakikada Eutus'un attığı golle Hammarby'yi 2-1 mağlup etmişlerdi. Bu sene işler o kadar kötü gitmiyor, hiç değilse playout oynamayacaklar gibi... Ama Öster'in daha çok çalışması lazım, hehe.
***
Kimsenin iplemediği, gönülden bağlı olduğum(eheh) Vodafonedeildin... Daha kolay adıyla, Faroe Adaları Birinci Ligi. Aslında hiç de kolay değilmiş, daha uzunmuş. EB/Streymur başlığında, dün oynanan maçın önemini belirtmiştim, tekrar yazmaya gerek duymuyorum. İsteyenler yazının ikinci bölümüne bakabilir ve içinde bulunulan seksi ortamı daha iyi görebilirler. Muhteşem geçen bu maçın bir de puan durumu için önemi göz önüne alınılırsa, sahadan çıkan sonuç ve oyun, futbolseverleri ciddi anlamda güldürecektir. Maç sonucunu gördükten sonra abartısız 5 dakika güldüm. Sevindim. Faroe Adaları'nın ne kadar eğlenceli bir yer olduğunu düşündüm. Halı sahada yaşanmayan geri dönüşlerin ligini sevdim ben, Vodafonedeildin'i sevdim. Maça gelelim...
Türkiye saatiyle 20:30'ta başlayan, 10. haftanın ilk maçı. Maç öncesinde 18 puanı bulunan Fuglafjördur lider, 16 puandaki NSÍ Runavík, HB Tórshavn'ın ardından üçüncü sırada bulunuyor. Faroe futbolunda "favori" kelimesine yer olmadığını belirtmek lazım. Türk futbolseverlerin Fenerbahçe eşleşmesinden tanıdıkları B36 Tórshavn var. Onun haricinde her sezon farklı bir şampiyon çıkabilir, "favori" deme gafletinde bulunduğunuz takımlar rezil performanslar sergileyebilirler.
Kâğıt üzerindeki performansa bakıldığında bu maçın favorisi Fuglafjördur'du...
Henüz ikinci dakikada Nenad Saric'in attığı golle 1-0 öne geçen ev sahibi, "Favori yokmuşmuş, sktir!" der gibiydi. 30'da Hansen skoru eşitlese de, 43'te Dalbuo, Fuglafjördur'un soyunma odasına 2-1 önde gitmesini sağlayan golü attı. Buraya kadar garipsenebilecek bir şey yoktu. Gol ortalaması olsun, oyun olsun... Faroe Adaları standartlarındaydı her şey. Fakat ikinci yarı öyle olmayacaktı. Galip gelmesi halinde liderlik koltuğuna oturacaktı Runavík. İkinci yarıda oynadıkları oyunla da bunu ne kadar istediklerini gösterdiler. "Kalesinde sigara içen halı saha kalecisi"ne dönüşen Fuglafjördur kalecisine, "kundurayla maça çıkan halı saha oyuncusu" olan oyuncular da eklenince, işin rengi değişti.
53'te Lukjani'nin golüyle farkı ikiye çıkartan Fuglafjördur, hepten dağıttı. Golü arayan, koklayan(oldum olası kılım bu tabire) fakat bulamayan taraf Runavík'ti, ev sahibi oyunu rölantiye alma derdindeydi fakat top oynamaya fırsat bulamıyordu.
Runavík aradığı golü 70'de Jovevic'le buldu. O da ne? 3 dakika sonra, takımının ilk golünü atan Hansen yine sahneye çıktı ve skoru 3-3'e getirdi. 5 dakika sonrasında Jann Ingi Petersen "beyler bi' tane de ben atayım" dedi. Maç öncesinde "abi böyle hani perdeyi kapatan oyuncu falan diyolar ya haberlerde, öyle olmayı çok istiyom biliyo musun?" şeklinde açıklama yapan Potemkin, perdeyi kapatan isim oldu.
"Sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım" diyeceğinizi biliyorum. 2 farkı bulduktan sonra rakibini ciddiye almayan, top saklamaya çalışan fakat topu dahi göremeyen Salih ve saz arkadaşlarının akıl almaz mağlubiyeti, hepimize ders olmalı. Maçtan sonra...
Fuglafjördur karısından boşandı. 18 puanla ikinci sırada bulunuyor fakat bugün ve yarın oynanacak maçlarla muhtemelen yerini kaybedecek.
NSÍ Runavík 19 puanla liderlik koltuğunda oturuyor. HB Tórshavn'ın puan kaybetmesini bekleyecek...
***
İşte böyle sevgili okurlar. Maç yapılan tüm liglerin değerlendirmesini yarın falan bulabilirsiniz, hoşçakalın.
28 Mayıs 2010 Cuma
Bahis ve Yorum
Bir Cuma günü daha geldi sevgili okurlar. İddaa bültenimizi aldık, sayfalara şöyle bir baktık ve maçları gördük. Norveç ve İsveç'te birinci lig maçı yok. Dolayısıyla diğer liglerden de maçlar seçmek durumunda kalacağız kuponlar için. Hoş bu maç olmamasından kaynaklanan bir durum değil. İskandinav futboluyla ilgileniyoruz fakat diğer liglerden takımların da yer aldığı kuponlar yaptığımız oluyor. İskandinavya'daki maçların oran anlamında berbat olmasından dolayı, bu seferlik diğer liglere yöneliyorum. 6-7 maçı yorumlayarak bir kupon oluşturmayı düşünüyordum fakat kopyalama sırasında saçmaladığım için 5 maç gitti, 2'si kaldı. Özür dileyerek dalıyorum,
226 | Porin Palloseura - PK 35
Pori ekibi her sezon Veikkausliiga'yı zorlayan, bir türlü yükselemeyen takımlardan. Kadroda sakat ya da cezalı yok. 3 önemli sakatı bulunan ve vasat bir takım olan PK 35'i, Pori'de mağlup edeceklerdir. Oran pek cazip, 1.60'tan 1 diyorum.
230 | Assyriska FF - Ljungskile
Sezon başında Ljungskile'nin Allsvenskan şansını zorlamasını bekliyordum. İlk haftalarda muhteşem savunmalarıyla puanları birer birer aldılar, geçtiğimiz hafta lider Norkköping'i 2-1 mağlup ederek en azından playoff için iddialı konuma geldiler. Sezona beklentilerin çok çok altında başlayan Assyriska'da kötü oyun sürüyor. Defansıyla durduramayacağı takım bulunmayan Ljungskile, işi buraya kadar getirmişken Södertälje'den hiç değilse 1 puanla dönecektir. En garanti tercih 1.55'lik oranıyla "alt" gibi görünüyor. 02 çifte şansın oranı 1.62 fakat "alt" oynamak daha mantıklı.
(maçların geri kalanı sebebini anlayamadığım bir şekilde silindi, kopyalarken saçmaladım sanırım, özür diliyorum. haftaya olmayacak. şimdilik bu iki maçın yorumu var. kuponun devamı, kuponlar aşağıda)
***
KUPON 1
226 | Porin Palloseura - PK 35 | 1 | 1.60 | MS: 4-3
230 | Assyriska FF - Ljungskile | alt | 1.55 | MS: 2-1
232 | Hammarby - Väsby United | üst | 1.75 | MS: 2-0
239 | Mariehamn - Helsinki | 2 | 1.75 | MS: 1-2
310 | Bodø-Glimt - Bryne | 1 | 1.45
326 | Lyn Oslo - Follo | 1 | 1.55
ORAN: 17,06 TL
KUPON 2
309 | Dagenham & Red - Rotherham | 0 | 3.00
320 | Kemi Kings - Kotkan | 1 | 1.85
352 | Haka - Myllykoski | 1 | 1.90
355 | Valur - Fylkir | 1 | 1.90
ORAN: 20,03 TL
KUPON 3
227 | Millwall - Swindon (h1) | 0 | 3.40 | MS: 1-0
231 | Brage - Degerfors | 1 | 1.95 | MS: 1-1
229 | Angelholms - Falkenberg | 0 | 3.10 | MS: 1-1
245 | D. Kongo Cumhuriyeti - Kuzey Kore | 2 | 2.00 | İPTAL
ORAN: 41,10 TL
***
Bu kuponlar okurların daha kolay maç seçebilmelerine olanak sağlamak amacıyla yapılmış kuponlardır. "Vay anasını adam işi biliyor ha, girelim 100 misli" denmemelidir. Maçlara bakılıp, beğenilenler çekilip kuponlara yazılmalıdır. 4 maçlık bir kuponun tutma ihtimali 1/81'dir fakat 4 maçın arasında tutacak bir tane seçmek o kadar zor değildir. Matematik özürlüyüm hesaplayamıyorum tabi ama 1/81 kadar kötü olmamalı.
Aklınıza yatan maçlar olmaları dileklerimle, bol kazanç efendim. Az maçın bulunduğu İddaa programında güvenebileceğim şu kadar maç seçebildim, hüsrana uğramak gibi bir korkum da yok değil elbette. Dünya Kupası başlasa da bülten şenlense bari. Şimdilik benden bu kadar. İmkânım olursa ki muhtemelen olacaktır, maç sonuçlarını ve tuttu-yattı durumunu ekleyeceğim.
Görüşmek üzere.
226 | Porin Palloseura - PK 35
Pori ekibi her sezon Veikkausliiga'yı zorlayan, bir türlü yükselemeyen takımlardan. Kadroda sakat ya da cezalı yok. 3 önemli sakatı bulunan ve vasat bir takım olan PK 35'i, Pori'de mağlup edeceklerdir. Oran pek cazip, 1.60'tan 1 diyorum.
230 | Assyriska FF - Ljungskile
Sezon başında Ljungskile'nin Allsvenskan şansını zorlamasını bekliyordum. İlk haftalarda muhteşem savunmalarıyla puanları birer birer aldılar, geçtiğimiz hafta lider Norkköping'i 2-1 mağlup ederek en azından playoff için iddialı konuma geldiler. Sezona beklentilerin çok çok altında başlayan Assyriska'da kötü oyun sürüyor. Defansıyla durduramayacağı takım bulunmayan Ljungskile, işi buraya kadar getirmişken Södertälje'den hiç değilse 1 puanla dönecektir. En garanti tercih 1.55'lik oranıyla "alt" gibi görünüyor. 02 çifte şansın oranı 1.62 fakat "alt" oynamak daha mantıklı.
(maçların geri kalanı sebebini anlayamadığım bir şekilde silindi, kopyalarken saçmaladım sanırım, özür diliyorum. haftaya olmayacak. şimdilik bu iki maçın yorumu var. kuponun devamı, kuponlar aşağıda)
***
KUPON 1
226 | Porin Palloseura - PK 35 | 1 | 1.60 | MS: 4-3
230 | Assyriska FF - Ljungskile | alt | 1.55 | MS: 2-1
232 | Hammarby - Väsby United | üst | 1.75 | MS: 2-0
239 | Mariehamn - Helsinki | 2 | 1.75 | MS: 1-2
310 | Bodø-Glimt - Bryne | 1 | 1.45
326 | Lyn Oslo - Follo | 1 | 1.55
ORAN: 17,06 TL
KUPON 2
309 | Dagenham & Red - Rotherham | 0 | 3.00
320 | Kemi Kings - Kotkan | 1 | 1.85
352 | Haka - Myllykoski | 1 | 1.90
355 | Valur - Fylkir | 1 | 1.90
ORAN: 20,03 TL
KUPON 3
227 | Millwall - Swindon (h1) | 0 | 3.40 | MS: 1-0
231 | Brage - Degerfors | 1 | 1.95 | MS: 1-1
229 | Angelholms - Falkenberg | 0 | 3.10 | MS: 1-1
245 | D. Kongo Cumhuriyeti - Kuzey Kore | 2 | 2.00 | İPTAL
ORAN: 41,10 TL
***
Bu kuponlar okurların daha kolay maç seçebilmelerine olanak sağlamak amacıyla yapılmış kuponlardır. "Vay anasını adam işi biliyor ha, girelim 100 misli" denmemelidir. Maçlara bakılıp, beğenilenler çekilip kuponlara yazılmalıdır. 4 maçlık bir kuponun tutma ihtimali 1/81'dir fakat 4 maçın arasında tutacak bir tane seçmek o kadar zor değildir. Matematik özürlüyüm hesaplayamıyorum tabi ama 1/81 kadar kötü olmamalı.
Aklınıza yatan maçlar olmaları dileklerimle, bol kazanç efendim. Az maçın bulunduğu İddaa programında güvenebileceğim şu kadar maç seçebildim, hüsrana uğramak gibi bir korkum da yok değil elbette. Dünya Kupası başlasa da bülten şenlense bari. Şimdilik benden bu kadar. İmkânım olursa ki muhtemelen olacaktır, maç sonuçlarını ve tuttu-yattı durumunu ekleyeceğim.
Görüşmek üzere.
Günün Maçları
28 Mayıs Cuma günü oynanacak maçlar,
(FİN2) 18:30 FC Espoo - OPS Oulu
(İSV2) 20:20 Jönköpings - Öster
(FRO1) 20:30 Fuglafjördur - NSÍ Runavík
Maçlar çok büyük öneme sahip olmadıkları sürece ayrıca yazı yazmayacağım maçlar hakkında. Fuglafjördur maçı bittiğinde bilgisayarda kalabilecek durumda olursam, bir şeyler yazayım diyorum. Haftanın en önemli maçı. Hoş dünyada takip eden en fazla 100 kişi vardır ama olsun. Faroe Adaları'nda ligin kaderini etkileyecek bir maç, hehe.
Bahis yapılabilen tüm maçlar için tahminleri "Tutturaldo Gonzalez"de bulabilirsiniz.
(FİN2) 18:30 FC Espoo - OPS Oulu
(İSV2) 20:20 Jönköpings - Öster
(FRO1) 20:30 Fuglafjördur - NSÍ Runavík
Maçlar çok büyük öneme sahip olmadıkları sürece ayrıca yazı yazmayacağım maçlar hakkında. Fuglafjördur maçı bittiğinde bilgisayarda kalabilecek durumda olursam, bir şeyler yazayım diyorum. Haftanın en önemli maçı. Hoş dünyada takip eden en fazla 100 kişi vardır ama olsun. Faroe Adaları'nda ligin kaderini etkileyecek bir maç, hehe.
Bahis yapılabilen tüm maçlar için tahminleri "Tutturaldo Gonzalez"de bulabilirsiniz.
Sponsorluk Anlaşması
Kakkonen'den bu sezon yükselen ve Ykkönen'de de gayet iyi performans sergileyen Oulu ekibi Oulun Palloseura, Finlandiya'nın önemli şirketlerinden Uponor ve Paroc ile sponsorluk anlaşmaları yapmış bulunuyor. Bu olay geçtiğimiz pazartesi oldu fakat "uponor ops" vb. aramalarım Google'da sonuç vermedi. Fin arkadaşlara da sormaya utandım, "Abi Oulu sponsorluk anlaşması imzalamış doğru mu ya hehe?" diyemedim. Bugün Oulu'nun sitesinden aldım bilgiyi. Aslına bakarsanız, eklenme tarihini 21 Mayıs olarak gösteriyor. Ama bulmam gerekirdi o zaman. Şimdi görebildim.
"Hay sokayım, sen ne olduğundan bahset" derseniz, "ne bileyim" diye cevap veririm. Miktarı tabi ki bilmiyorum fakat bu anlaşma(lar) Oulu ekibinin en azından Ykkönen'de kalıcı olmasını sağlayacaktır. Belki birkaç yıl sonra AC Oulu gibi Veikkausliiga'ya yükselirler.
Teknik direktör Miika Juntunen, benim anlayabildiğim kadarıyla yünle ilgili bir şeyler söylemiş ama bu firmaların kılla tüyle alâkaları yoktu en son. İlgi alanlarını değiştirdiyseler bilmiyorum. Fince saçmalığıma zaten güvenemiyorum da, Google'a çevirtiyorum, o da yün diyor. Araştırmalarımız devam ediyor, yakın zamanda öğreneceğiz Miika abimizin neyi kast ettiğini.
Bu gazla bi' Veikkausliiga yaparsın artık Oulu he? Şöyle bir AC Oulu - OPS Oulu maçı izletirsin. Heheyt.
"Hay sokayım, sen ne olduğundan bahset" derseniz, "ne bileyim" diye cevap veririm. Miktarı tabi ki bilmiyorum fakat bu anlaşma(lar) Oulu ekibinin en azından Ykkönen'de kalıcı olmasını sağlayacaktır. Belki birkaç yıl sonra AC Oulu gibi Veikkausliiga'ya yükselirler.
Teknik direktör Miika Juntunen, benim anlayabildiğim kadarıyla yünle ilgili bir şeyler söylemiş ama bu firmaların kılla tüyle alâkaları yoktu en son. İlgi alanlarını değiştirdiyseler bilmiyorum. Fince saçmalığıma zaten güvenemiyorum da, Google'a çevirtiyorum, o da yün diyor. Araştırmalarımız devam ediyor, yakın zamanda öğreneceğiz Miika abimizin neyi kast ettiğini.
Bu gazla bi' Veikkausliiga yaparsın artık Oulu he? Şöyle bir AC Oulu - OPS Oulu maçı izletirsin. Heheyt.
27 Mayıs 2010 Perşembe
3/4
İsveç Kupası'nın ardından, Suomen Cup 6. tur maçlarında da %75'lik başarı oranı tutturmuş bulunuyorum sayın bahisseverler. Etiket altındaki bir önceki kuponuma bakabilirsiniz. Turku PS'de Riski'nin hat-trick yaptığını da belirteyim bu arada.
Bloğun açıldığı gün kimsenin bu blogdaki yorumlarla bahis yapamadığı, maçlar başladıktan sonra yapılan Norveç tahminleri haricinde, İsveç ve Finlandiya kupalarında 6/8 yapmış bulunuyorum.
3.30'muş, 2.20'ymiş, 2.40'mış... FC Honka'yı, HJK Helsinki'den daha çok sevdiğim için 0/2 demiştim. Maalesef ligde yaptığı hatayı tekrarlamayan Helsinki bu sefer rakibini mağlup etti, üzüldüm. Onun haricinde hata yapmadım.
Bizi izlemeye devam edin. Hehe.
Bloğun açıldığı gün kimsenin bu blogdaki yorumlarla bahis yapamadığı, maçlar başladıktan sonra yapılan Norveç tahminleri haricinde, İsveç ve Finlandiya kupalarında 6/8 yapmış bulunuyorum.
3.30'muş, 2.20'ymiş, 2.40'mış... FC Honka'yı, HJK Helsinki'den daha çok sevdiğim için 0/2 demiştim. Maalesef ligde yaptığı hatayı tekrarlamayan Helsinki bu sefer rakibini mağlup etti, üzüldüm. Onun haricinde hata yapmadım.
Bizi izlemeye devam edin. Hehe.
Kupon
Öylesine bir şeyler yaptım,
572 | Turku - Jaro | 1/1 | 2.40 | MS: 1-0 / 3-0
573 | Helsinki - Honka | 0/2 | 6.00 | MS: 1-0 / 3-0
574 | KPV Tampere - Inter Turku | 0 | 3.30 | MS: 0-0 / 0-0
575 | Vaasa - Myllykoski | 1 | 2.20 | MS: 1-0 / 1-0
Maçlar bittikten sonra ilk yarı / maç sonucu şeklinde "MS" kısmını dolduracağım. Tutana, yatana bakacağım. Muhtemelen hepsi yatacaktır. Para yatırılmadan yapılan tahminlerde daha başarılı olunduğunu düşünüyorum, rahat, "ulan ya yatarsak?" stresi olmadan yapılan kuponlar daha iyidir her zaman. Ama bunun da fazla rahat olduğu açık. Yine de öyle sallama değil bunlar, tutarsa da "vay anasını salladık tuttu" demem. "Mantıklı" sallama yaptım, hadi bakalım.
NOT: Hacılar, bu bölümde kuponlarımı paylaşacağım. Liglerin çoğu tatilde olduğundan, hafta sonu haricinde pek dolu olamayacak buralar. Ama ligler başladığında pek çok yorum ve kupon bulabileceksiniz. Sitenin amacı İskandinav ligleriyle ilgili tahminler yapmak zaten esas olarak. Diğer ligler başladığında ve maçlar arttığında, burada yorumlarımla birlikte maç tahminleri, örnek kuponlar falan fıstık olacak. Belirteyim. Yani aslında bahisseverleri ilgilendirecek asıl yer burası. Tutturaldo!
572 | Turku - Jaro | 1/1 | 2.40 | MS: 1-0 / 3-0
573 | Helsinki - Honka | 0/2 | 6.00 | MS: 1-0 / 3-0
574 | KPV Tampere - Inter Turku | 0 | 3.30 | MS: 0-0 / 0-0
575 | Vaasa - Myllykoski | 1 | 2.20 | MS: 1-0 / 1-0
Maçlar bittikten sonra ilk yarı / maç sonucu şeklinde "MS" kısmını dolduracağım. Tutana, yatana bakacağım. Muhtemelen hepsi yatacaktır. Para yatırılmadan yapılan tahminlerde daha başarılı olunduğunu düşünüyorum, rahat, "ulan ya yatarsak?" stresi olmadan yapılan kuponlar daha iyidir her zaman. Ama bunun da fazla rahat olduğu açık. Yine de öyle sallama değil bunlar, tutarsa da "vay anasını salladık tuttu" demem. "Mantıklı" sallama yaptım, hadi bakalım.
NOT: Hacılar, bu bölümde kuponlarımı paylaşacağım. Liglerin çoğu tatilde olduğundan, hafta sonu haricinde pek dolu olamayacak buralar. Ama ligler başladığında pek çok yorum ve kupon bulabileceksiniz. Sitenin amacı İskandinav ligleriyle ilgili tahminler yapmak zaten esas olarak. Diğer ligler başladığında ve maçlar arttığında, burada yorumlarımla birlikte maç tahminleri, örnek kuponlar falan fıstık olacak. Belirteyim. Yani aslında bahisseverleri ilgilendirecek asıl yer burası. Tutturaldo!
26 Mayıs 2010 Çarşamba
EB/Streymur
Faroe Adaları'nda 9 maçta topladığı 14 puanla beşinci sırada, liderin 4 puan gerisinde yer alıyor EB/Streymur...
Onları sezon içinde yaptıklarıyla değil stadyumlarıyla(?) hatırlamak isteyeceksinizdir. Bir Ekşi Sözlük yazarının söylediğine göre, Vikipedi, az sonra göreceğiniz stadyumun 1000 kapasiteli olduğunu iddia ediyormuş. Az önce stadyumun adının Við Margáir olduğunu öğrendim. Haritadan baktım. Sol tarafta, göremediğimiz bölümde köprü benzeri bir yapı var, hatta galiba direkt bildiğimiz köprü o. Orayı geçtikten sonra sola dönüyorsunuz, yolu takip ederek şehre varıyorsunuz. Dağ başında gibi durduğuna bakmayın, şehrin dibinde aslında.
http://img223.imageshack.us/i/screenshot021tr1.jpg/
Muhteşem değil mi? Bu sahayla şampiyonluğa oynuyorlar. Akşam vakti orada futbol oynayabilecek kadar cesur, korkusuz futbolcuları var... Kesinlikle şampiyonluğu hak ediyorlar.
*
Vodafonedeildin'de 9 hafta geride kaldı. IF Fuglafjördur, 18 puanla lider. Ardından kendisiyle aynı puana sahip HB Tórshavn, 16 puana sahip NSÍ Runavík, 15 puanlı Víkingur, 14 puanlı EB/Streymur ve 13 puanla B36 Tórshavn geliyor. Gördüğünüz gibi, liderle altıncının arasında 5 puanlık bir farkın bulunduğu muhteşem bir lig Vodafonedeildin.
28 Mayıs'ta, Fuglafjördur'la Runavík arasında çok önemli bir maç oynanacak. Tablonun yeniden şekillenmesine büyük katkısı olacak bu maçın, zirvede işler değişecek. Üç ihtimal de diğer ekiplere fayda sağlayabilir. Önümüzdeki haftanın çok eğlenceli geçeceğini söyleyebiliriz. 28, 29 ve 30 Mayıs'ta oynanacak maçlarla ilgili yazımı 30 Mayıs'tan sonra sizlerle paylaşacağım.
Canlı skor takibi için www.flashscore.com'u kullanabilirsiniz, pek çok canlı skor sitesinde Faroe Adaları'nın adı bile geçmiyor zira. Bu güzel ligi topluma kazandırmak için elimizden geleni yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
EB/Streymur, direkt olarak Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmalı...
Onları sezon içinde yaptıklarıyla değil stadyumlarıyla(?) hatırlamak isteyeceksinizdir. Bir Ekşi Sözlük yazarının söylediğine göre, Vikipedi, az sonra göreceğiniz stadyumun 1000 kapasiteli olduğunu iddia ediyormuş. Az önce stadyumun adının Við Margáir olduğunu öğrendim. Haritadan baktım. Sol tarafta, göremediğimiz bölümde köprü benzeri bir yapı var, hatta galiba direkt bildiğimiz köprü o. Orayı geçtikten sonra sola dönüyorsunuz, yolu takip ederek şehre varıyorsunuz. Dağ başında gibi durduğuna bakmayın, şehrin dibinde aslında.
http://img223.imageshack.us/i/screenshot021tr1.jpg/
Muhteşem değil mi? Bu sahayla şampiyonluğa oynuyorlar. Akşam vakti orada futbol oynayabilecek kadar cesur, korkusuz futbolcuları var... Kesinlikle şampiyonluğu hak ediyorlar.
*
Vodafonedeildin'de 9 hafta geride kaldı. IF Fuglafjördur, 18 puanla lider. Ardından kendisiyle aynı puana sahip HB Tórshavn, 16 puana sahip NSÍ Runavík, 15 puanlı Víkingur, 14 puanlı EB/Streymur ve 13 puanla B36 Tórshavn geliyor. Gördüğünüz gibi, liderle altıncının arasında 5 puanlık bir farkın bulunduğu muhteşem bir lig Vodafonedeildin.
28 Mayıs'ta, Fuglafjördur'la Runavík arasında çok önemli bir maç oynanacak. Tablonun yeniden şekillenmesine büyük katkısı olacak bu maçın, zirvede işler değişecek. Üç ihtimal de diğer ekiplere fayda sağlayabilir. Önümüzdeki haftanın çok eğlenceli geçeceğini söyleyebiliriz. 28, 29 ve 30 Mayıs'ta oynanacak maçlarla ilgili yazımı 30 Mayıs'tan sonra sizlerle paylaşacağım.
Canlı skor takibi için www.flashscore.com'u kullanabilirsiniz, pek çok canlı skor sitesinde Faroe Adaları'nın adı bile geçmiyor zira. Bu güzel ligi topluma kazandırmak için elimizden geleni yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
EB/Streymur, direkt olarak Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmalı...
Suomen Cup
Finlandiya Kupası'nda 6. tur maçları oynanıyor. FC Haka ve ligde son sırada bulunan IFK Mariehamn, çok kolay rakiplerle eşleştiler ve muhtemelen 7. tura yükselecekler. Bugün ve yarının programı şöyle,
26 Mayıs, Çarşamba
18:30 IF Gnistan - IFK Mariehamn (yazı sırasında dakika 72, skor 3-0 Mariehamn lehine)
18:30 Sudet - Haka (yazı sırasında dakika 72, skor 1-0 Haka lehine)
19:00 MP Mikkeli - Kuopion (yazı sırasında dakika 47, skor 1-0 Kuopion lehine)
19:30 Salreipas - Ilves (yazı sırasında dakika 30, skor 1-0 Ilves lehine)
27 Mayıs, Perşembe
18:00 Turku - Jaro
18:30 HJK Helsinki - Honka
18:30 KPV Tampere - Inter Turku
18:30 Vaasa - Myllykoski
26 Mayıs, Çarşamba
18:30 IF Gnistan - IFK Mariehamn (yazı sırasında dakika 72, skor 3-0 Mariehamn lehine)
18:30 Sudet - Haka (yazı sırasında dakika 72, skor 1-0 Haka lehine)
19:00 MP Mikkeli - Kuopion (yazı sırasında dakika 47, skor 1-0 Kuopion lehine)
19:30 Salreipas - Ilves (yazı sırasında dakika 30, skor 1-0 Ilves lehine)
27 Mayıs, Perşembe
18:00 Turku - Jaro
18:30 HJK Helsinki - Honka
18:30 KPV Tampere - Inter Turku
18:30 Vaasa - Myllykoski
Bu Sefer Keflavik
2007/2008 sezonundan beri Hafnarfjarðar'ı kovalayan fakat bir türlü şampiyonluğa ulaşamayan Keflavik, esasında oldukça güçlü bir ekip. Bunu test etmek amacıyla FM 2010'da bir kariyer açtım İzlanda liginde, ben başka bir takım aldım. O sezon Keflavik rahat şampiyon oldu. "FM diyorsa doğrudur"cu olarak, 4 haftada topladıkları 10 puanı da referans göstererek, bu başlığı atma cesaretini buldum kendimde.
Benim huyumdur, her maç sonrasında şampiyonluk yorumu falan yaparım. Önemli deplasmandan 1 puanla dönmeyi başaran Keflavik de benim bu haftalık İzlanda şampiyonum. Ama form durumlarına göre ilerleyen haftalarda sürekli şampiyon değiştireceğiz elbette. İlk üç haftayı kayıpsız kapatan, Reykjavik'in her anlamda ezeli rakibi olan Keflavik, Reykjavik deplasmanından 0-0'lık beraberlikle dönmeyi başardı.
Lige berbat bir başlangıç yapan KR Reykjavik, bu maçta da kazanamadı ve 4 maç sonunda ancak 3 puan toplayabilmiş oldu. 2007'den beri takımın başında olan Logi Ólafsson, "Eheh sezon başındayız, toparlanacağız" diyor ama işler hiç iyi gitmiyor. Gitmesin de zaten bana ne. Yine de İzlanda'nın en büyük şehrinin, güya en büyük takımının ligde 10. sırada yer alması hiç hoş olmuyor, hiç hoş durmuyor. İlk birkaç hafta neyse de, 4 haftada 3 puan nedir yahu?
Sonra denk güçlerin mücadelesinde, Selfoss ile Stjarnan 2-2 berabere kaldılar. İlk yarı 1-1'lik beraberlikle geçildi, 58'de Arnason Stjarnan adına skoru 2-1 yaptı. 59'da Halldorsson'un oyundan atılmasını iyi değerlendiren Selfoss, 70'te golü buldu fakat devamını getiremedi. Şahsen 10 kişi kalan rakiplerini devirmelerini beklerdim, 31 dakikada 2 gol atamayacak takım değiller. Stjarnan da 10 kişiyle yarım saatte 2 gol yemeyecek bir takım değil, hehe.
Diğer maçsa, beni en çok sevindireni oldu. Grindavík, evinde Reykjavik temsilcisi Valur'a 2-1 mağlup oldu ve 4 maç sonunda puansız olarak ligin dibinde takılmaya devam etti. Geçen sezon benzer performanslar sergiledikleri bir dönemde oynanan maçı Grindavík, rakibini 3-1 mağlup etmiş ve herkesi şaşırtmıştı. O maçı aklımdan çıkarmadığım için, Valur lehine bahis yapmaktan korktum. Yapmadım da. Fakat "Bu sefer olmaz lan, Valur alır!" dedim, aldı da. Çok iyi de oran vardı. Bir şey kazanmadım fakat gelecek bahisler için moral kaynağı oldu elbette. Valur açısından bu galibiyetin ayrı da bir önemi var...
Hafnarfjarðar'ın 3, Keflavik, KR Reykjavik, Stjarnan, Selfoss, Fram ve Fylkir'in 2 puan kaybettiği haftada galip gelmeyi bildiler. Yine de ancak 8. sıraya yükselebildiler, lider Keflavik'le aralarında 5 puanlık bir fark var.
Sonuçları toplamak gerekirse... Aslında gerekmez,
KR Reykjavik 0-0 Keflavik
Selfoss 2-2 Stjarnan
Grindavík 1-2 Valur Reykjavik
***
İzlanda'da 4 haftayı böyle geçtik sayın okurlar, 30 Mayıs'ta iki maç var. O zamana kadar işimiz yok Urvalsdeild'le hehe, görüşmek üzere.
Benim huyumdur, her maç sonrasında şampiyonluk yorumu falan yaparım. Önemli deplasmandan 1 puanla dönmeyi başaran Keflavik de benim bu haftalık İzlanda şampiyonum. Ama form durumlarına göre ilerleyen haftalarda sürekli şampiyon değiştireceğiz elbette. İlk üç haftayı kayıpsız kapatan, Reykjavik'in her anlamda ezeli rakibi olan Keflavik, Reykjavik deplasmanından 0-0'lık beraberlikle dönmeyi başardı.
Lige berbat bir başlangıç yapan KR Reykjavik, bu maçta da kazanamadı ve 4 maç sonunda ancak 3 puan toplayabilmiş oldu. 2007'den beri takımın başında olan Logi Ólafsson, "Eheh sezon başındayız, toparlanacağız" diyor ama işler hiç iyi gitmiyor. Gitmesin de zaten bana ne. Yine de İzlanda'nın en büyük şehrinin, güya en büyük takımının ligde 10. sırada yer alması hiç hoş olmuyor, hiç hoş durmuyor. İlk birkaç hafta neyse de, 4 haftada 3 puan nedir yahu?
Sonra denk güçlerin mücadelesinde, Selfoss ile Stjarnan 2-2 berabere kaldılar. İlk yarı 1-1'lik beraberlikle geçildi, 58'de Arnason Stjarnan adına skoru 2-1 yaptı. 59'da Halldorsson'un oyundan atılmasını iyi değerlendiren Selfoss, 70'te golü buldu fakat devamını getiremedi. Şahsen 10 kişi kalan rakiplerini devirmelerini beklerdim, 31 dakikada 2 gol atamayacak takım değiller. Stjarnan da 10 kişiyle yarım saatte 2 gol yemeyecek bir takım değil, hehe.
Diğer maçsa, beni en çok sevindireni oldu. Grindavík, evinde Reykjavik temsilcisi Valur'a 2-1 mağlup oldu ve 4 maç sonunda puansız olarak ligin dibinde takılmaya devam etti. Geçen sezon benzer performanslar sergiledikleri bir dönemde oynanan maçı Grindavík, rakibini 3-1 mağlup etmiş ve herkesi şaşırtmıştı. O maçı aklımdan çıkarmadığım için, Valur lehine bahis yapmaktan korktum. Yapmadım da. Fakat "Bu sefer olmaz lan, Valur alır!" dedim, aldı da. Çok iyi de oran vardı. Bir şey kazanmadım fakat gelecek bahisler için moral kaynağı oldu elbette. Valur açısından bu galibiyetin ayrı da bir önemi var...
Hafnarfjarðar'ın 3, Keflavik, KR Reykjavik, Stjarnan, Selfoss, Fram ve Fylkir'in 2 puan kaybettiği haftada galip gelmeyi bildiler. Yine de ancak 8. sıraya yükselebildiler, lider Keflavik'le aralarında 5 puanlık bir fark var.
Sonuçları toplamak gerekirse... Aslında gerekmez,
KR Reykjavik 0-0 Keflavik
Selfoss 2-2 Stjarnan
Grindavík 1-2 Valur Reykjavik
***
İzlanda'da 4 haftayı böyle geçtik sayın okurlar, 30 Mayıs'ta iki maç var. O zamana kadar işimiz yok Urvalsdeild'le hehe, görüşmek üzere.
Norkköping Yılı
İsveç ikinci ligi Superettan'la ilgili olarak, ilk kez bugün yazma fırsatı buluyorum. Sürekli takip edip yakından ilgilendiğim bir lig fakat düzensiz fikstürü yüzünden kıl olmuyor da değilim ara sıra. Bilmem kaçıncı hafta oynanıyor diyemiyorum hiçbir zaman. Takımlar 8. maçlarını tamamladılar, Örgryte ve Ängelholms FF 7 maçtalar. Ve yakın tarihte birbirleriyle oynamayacaklar gibi görünüyor. Dokuzuncu hafta maçlarının biri 28 Mayıs'ta, bir maç haricinde kalanı 29 Mayıs'ta. O kalan maç da 1 Haziran'da, doğum günümde.
Sonuçlara ve puan durumuna ulaşabileceğiniz adresi vermek istiyorum öncelikle,
http://svenskfotboll.se/superettan/tabell-och-resultat/?scr=table&ftid=27265
IFK Norkköping ve GIF Sundsvall'den bahsetmek istiyorum sonralıkla. Ne yazık ki dün ikisi de kupaya veda ettiler. Fakat aynı zamanda, ligde gösterdikleri performansla da sempatimi, saygımı kazandılar. Ha eminim onlar benim sevgimi ve sempatimi kazanmaktansa kupayı kazanmayı yeğliyorlardır, ama olsun. Ağız dolduran ve bana niyeyse tavuk döneri hatırlatan adıyla Norkköping, 8 hafta sonunda topladığı 16 puanla lider. Rakiplerinin ve favorilerin puan kayıpları da işlerini kolaylaştırıyor, bunu kabul etmek gerek. Yoksa çok farklı yerlerde olabilirlerdi.
"Bunlar durdurulamaz yahu, canavar bunlar canavar!" denecek bir tarafları yok, bir oyuncunun sakatlığı takımda dengeleri de değiştirebiliyor. Fakat ümit ediyorum ki,her zaman güçlü olduğuna inandığım bu takım bu sefer hayallerimi gerçekleştirecek ve Allsvenskan'a yükselecek. "Defansı sağlam tutarız, pas falan atarız, bir iki tane de sallarsak tamam işte" mantığıyla çok iyi oynuyorlar.
GIF Sundsvall ise adı yüzünden sevdiğim bir diğer takım. Bu sezona kadar "Abi adı çok şirin lan!" diyerek destekleyebildiğim bu takımı, bugün muhteşem pozitif futbollarıyla da beğeniyorum. Syrianska karşısında aldıkları 5-2 galibiyet beni büyüledi. Çok komik bir ifade lan bu. Ne demek büyülenmek? Tabi ki büyülenmedim ama çok hoşuma gitti, kafama da yattı bu galibiyet. Skulason'un çıldırıp "syrianska neymiş lan, atarım 3 tane geçerim" demesi, maçın Sundsvall adına "harika" geçmesinde en önemli etkendi. Skulason abimizden gelecek haftalarda da benzer performanslar bekliyoruz.
Bunlar haricinde, Ceyhun Eriş'in transfer olduğu Assyriska FF ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. İsveç'te Süryanilerin adeta milli takımı olan Södertälje temsilcisi, sezon başında Ceyhun Eriş'i kadrosuna katmıştı. Hatta olay olmuştu sonra bu, "Ermeni Soykırımı falan fıstık ayağına siyah bantla maça çıkıyor bunlar 24 Nisan'da, Ceyhun ne yapacak acaba?" diye. Onu bilmiyorum ama Assyriska'nın 24 Nisan'da maçı yoktu, 22 Nisan'da Öster'i 1-0 yendikten sonra 30 Nisan'da IK Bräge deplasmanına gitmişlerdi. Sözde Ermeni Soykırımı'nı anmış mıdır Ceyhun, ben bilmiyorum. Ama kimsenin de kendisine gidip "hacı bak soykırımı lanetlicez yarın, siyah bantla gel tamam mı?" diyeceğini zannetmiyorum. Ceyhun profesyonel bir futbolcu sonuçta, "yha süryani takımıymıssh =((" deyip de Assyriska'yı reddetmesi beklenmemeli.
Ben performansını da gayet iyi buluyorum. 30 Nisan'da oynanan Bräge maçında, 90+2'de attığı golle takımına 1 puan getiren adam oldu. Assyriska'nın ecel terleri döktüğü maç 2-2 sona ermişti. Kendisi bu sezon (Ceyhun'un 8 maçın tamamında oynamadığını, bazı maçlarda oynamayıp bazılarında sonradan girdiğini hatırlatmakta fayda var) takımı adına 4 gol kaydetti, 720 dakika oynamadığı halde maç başına 0.5'lik gol ortalamasıyla oynaması harika bence. Sezona Allsvenskan'ın en büyük favorisi olarak başlayan fakat toplayabildiği 11 puanla 8 hafta sonunda 9. sırada yer alan Assyriska'yı hiç sevmem, o ayrı.
28-29 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde görüşmek üzere, şimdilik bu kadar, hoşçakalın.
Sonuçlara ve puan durumuna ulaşabileceğiniz adresi vermek istiyorum öncelikle,
http://svenskfotboll.se/superettan/tabell-och-resultat/?scr=table&ftid=27265
IFK Norkköping ve GIF Sundsvall'den bahsetmek istiyorum sonralıkla. Ne yazık ki dün ikisi de kupaya veda ettiler. Fakat aynı zamanda, ligde gösterdikleri performansla da sempatimi, saygımı kazandılar. Ha eminim onlar benim sevgimi ve sempatimi kazanmaktansa kupayı kazanmayı yeğliyorlardır, ama olsun. Ağız dolduran ve bana niyeyse tavuk döneri hatırlatan adıyla Norkköping, 8 hafta sonunda topladığı 16 puanla lider. Rakiplerinin ve favorilerin puan kayıpları da işlerini kolaylaştırıyor, bunu kabul etmek gerek. Yoksa çok farklı yerlerde olabilirlerdi.
"Bunlar durdurulamaz yahu, canavar bunlar canavar!" denecek bir tarafları yok, bir oyuncunun sakatlığı takımda dengeleri de değiştirebiliyor. Fakat ümit ediyorum ki,her zaman güçlü olduğuna inandığım bu takım bu sefer hayallerimi gerçekleştirecek ve Allsvenskan'a yükselecek. "Defansı sağlam tutarız, pas falan atarız, bir iki tane de sallarsak tamam işte" mantığıyla çok iyi oynuyorlar.
GIF Sundsvall ise adı yüzünden sevdiğim bir diğer takım. Bu sezona kadar "Abi adı çok şirin lan!" diyerek destekleyebildiğim bu takımı, bugün muhteşem pozitif futbollarıyla da beğeniyorum. Syrianska karşısında aldıkları 5-2 galibiyet beni büyüledi. Çok komik bir ifade lan bu. Ne demek büyülenmek? Tabi ki büyülenmedim ama çok hoşuma gitti, kafama da yattı bu galibiyet. Skulason'un çıldırıp "syrianska neymiş lan, atarım 3 tane geçerim" demesi, maçın Sundsvall adına "harika" geçmesinde en önemli etkendi. Skulason abimizden gelecek haftalarda da benzer performanslar bekliyoruz.
Bunlar haricinde, Ceyhun Eriş'in transfer olduğu Assyriska FF ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. İsveç'te Süryanilerin adeta milli takımı olan Södertälje temsilcisi, sezon başında Ceyhun Eriş'i kadrosuna katmıştı. Hatta olay olmuştu sonra bu, "Ermeni Soykırımı falan fıstık ayağına siyah bantla maça çıkıyor bunlar 24 Nisan'da, Ceyhun ne yapacak acaba?" diye. Onu bilmiyorum ama Assyriska'nın 24 Nisan'da maçı yoktu, 22 Nisan'da Öster'i 1-0 yendikten sonra 30 Nisan'da IK Bräge deplasmanına gitmişlerdi. Sözde Ermeni Soykırımı'nı anmış mıdır Ceyhun, ben bilmiyorum. Ama kimsenin de kendisine gidip "hacı bak soykırımı lanetlicez yarın, siyah bantla gel tamam mı?" diyeceğini zannetmiyorum. Ceyhun profesyonel bir futbolcu sonuçta, "yha süryani takımıymıssh =((" deyip de Assyriska'yı reddetmesi beklenmemeli.
Ben performansını da gayet iyi buluyorum. 30 Nisan'da oynanan Bräge maçında, 90+2'de attığı golle takımına 1 puan getiren adam oldu. Assyriska'nın ecel terleri döktüğü maç 2-2 sona ermişti. Kendisi bu sezon (Ceyhun'un 8 maçın tamamında oynamadığını, bazı maçlarda oynamayıp bazılarında sonradan girdiğini hatırlatmakta fayda var) takımı adına 4 gol kaydetti, 720 dakika oynamadığı halde maç başına 0.5'lik gol ortalamasıyla oynaması harika bence. Sezona Allsvenskan'ın en büyük favorisi olarak başlayan fakat toplayabildiği 11 puanla 8 hafta sonunda 9. sırada yer alan Assyriska'yı hiç sevmem, o ayrı.
28-29 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde görüşmek üzere, şimdilik bu kadar, hoşçakalın.
2 Sene Şampiyonluk Sözü
FC København yönetimi taraftara böyle bir söz vermiş midir, bilmiyorum. Geçtiğimiz haftalarda tamamlanan 33 haftalık maraton sonunda Kopenhag'ın en güçlü ekibi FC København, 2008/2009 sezonunun ardından, 2009/2010 sezonunda da şampiyonluk ipini göğüsleyen taraf oldu.
En yakın rakibi Odense Boldklub'a ikinci yarıdaki muhteşem performansıyla 9 puan fark atarak ligi 68 puanla tamamladı. Her ne kadar aynı şehrin takımı olmasa da devamlı çekiştiği ve çekindiği Odense, bu sezon şampiyonluk yarışını ancak 15 maç sürdürebildi. Tatilin ardından seri puan kayıplarına başlayan Odense temsilcisini, Kopenhag'ın yıldızları affetmedi. Gronkjær, Hutchinson, Vingaard, Pospech, N'Doye, Kvist, Jørgensen, Santin...
Hataları iyi değerlendirdiler. İkinci yarının ortalarında bir ara frenleseler de, Odense'nin düşük performansı sayesinde liderlikte kalmayı başardılar. Ve sezonun sonunu beklemeden, şampiyonluklarını ilan ettiler. Danimarka futboluna renk katan, şampiyonluk yarışında Kopenhag ekibine rakip olan Odense BK ise kelimenin tam anlamıyla babayı aldı... İsterseniz bir göz atalım,
Odense, ligin ilk 15 haftasında 32 puan topladı. Yanlış hatırlamıyorsam, København da kendilerini takip ediyordu. Zaten ikinci yarının başında aldığı 5-0'lık Aarhus galibiyetiyle, Kopenhag ekibi liderlik koltuğuna kurulmuştu. Odense'nin, bu noktadan sonraki 18 maçına bakalım...
27 puan. 15 haftada 32 puan toplayarak devreye lider giren takım, 18 haftada 27 puan toplayarak şampiyonluğu "9" puan farkla kaybediyor. Kaybetmekten ziyade, veriyor demek daha doğru olur. Özellikle son haftalarda oynadığı maçlara dikkat etmek lazım.
Esbjerg, Sonderjyske, Aalborg, Kopenhag, Midtjylland... Kimisi şampiyonluk için yarışılanlar, kimisi puan kaybedilmemesi gereken, kümede kalmaya oynayan takımlar... Zaten 12 takım var. Bir Esbjerg'den, Sonderyjske'den, Midtjylland'den kat kat güçlüsün ama ligin son 10 haftasında bu takımlardan sadece 1 puan alabiliyorsun, onu da Odense'de oynadığın Esbjerg maçından... Aalborg, Kopenhag, Sonderjyske... Gelen vuruyor Odense'ye, giden vuruyor.
Sonunda n'oluyor? Şampiyonluk mücadelesini son haftaya kadar falan da sürdüremiyor Odense, 3 hafta önceden teslim ediyorlar kupayı Kopenhag'a. İşte geride bıraktığımız sezonda SAS Ligaen böyleydi. Randers'ın son haftalarda muhteşem bir oyun oynayıp deplasmanda Odense'yi mağlup etmesi(ki ben bunu yazmadım yukarda) ve Aarhus'un küme düşmesine sebep olması, bambaşka bir olay.
Kopenhag'ın pes etmeyip Odense'yi koltuktan indirmesi ve şampiyonluğunu 3 hafta önceden garantilemesi, daha başka bir olay. Seneye, daha doğrusu yeni sezonda görüşmek üzere hacılar.
En yakın rakibi Odense Boldklub'a ikinci yarıdaki muhteşem performansıyla 9 puan fark atarak ligi 68 puanla tamamladı. Her ne kadar aynı şehrin takımı olmasa da devamlı çekiştiği ve çekindiği Odense, bu sezon şampiyonluk yarışını ancak 15 maç sürdürebildi. Tatilin ardından seri puan kayıplarına başlayan Odense temsilcisini, Kopenhag'ın yıldızları affetmedi. Gronkjær, Hutchinson, Vingaard, Pospech, N'Doye, Kvist, Jørgensen, Santin...
Hataları iyi değerlendirdiler. İkinci yarının ortalarında bir ara frenleseler de, Odense'nin düşük performansı sayesinde liderlikte kalmayı başardılar. Ve sezonun sonunu beklemeden, şampiyonluklarını ilan ettiler. Danimarka futboluna renk katan, şampiyonluk yarışında Kopenhag ekibine rakip olan Odense BK ise kelimenin tam anlamıyla babayı aldı... İsterseniz bir göz atalım,
Odense, ligin ilk 15 haftasında 32 puan topladı. Yanlış hatırlamıyorsam, København da kendilerini takip ediyordu. Zaten ikinci yarının başında aldığı 5-0'lık Aarhus galibiyetiyle, Kopenhag ekibi liderlik koltuğuna kurulmuştu. Odense'nin, bu noktadan sonraki 18 maçına bakalım...
27 puan. 15 haftada 32 puan toplayarak devreye lider giren takım, 18 haftada 27 puan toplayarak şampiyonluğu "9" puan farkla kaybediyor. Kaybetmekten ziyade, veriyor demek daha doğru olur. Özellikle son haftalarda oynadığı maçlara dikkat etmek lazım.
Esbjerg, Sonderjyske, Aalborg, Kopenhag, Midtjylland... Kimisi şampiyonluk için yarışılanlar, kimisi puan kaybedilmemesi gereken, kümede kalmaya oynayan takımlar... Zaten 12 takım var. Bir Esbjerg'den, Sonderyjske'den, Midtjylland'den kat kat güçlüsün ama ligin son 10 haftasında bu takımlardan sadece 1 puan alabiliyorsun, onu da Odense'de oynadığın Esbjerg maçından... Aalborg, Kopenhag, Sonderjyske... Gelen vuruyor Odense'ye, giden vuruyor.
Sonunda n'oluyor? Şampiyonluk mücadelesini son haftaya kadar falan da sürdüremiyor Odense, 3 hafta önceden teslim ediyorlar kupayı Kopenhag'a. İşte geride bıraktığımız sezonda SAS Ligaen böyleydi. Randers'ın son haftalarda muhteşem bir oyun oynayıp deplasmanda Odense'yi mağlup etmesi(ki ben bunu yazmadım yukarda) ve Aarhus'un küme düşmesine sebep olması, bambaşka bir olay.
Kopenhag'ın pes etmeyip Odense'yi koltuktan indirmesi ve şampiyonluğunu 3 hafta önceden garantilemesi, daha başka bir olay. Seneye, daha doğrusu yeni sezonda görüşmek üzere hacılar.
Viasat
Belki dikkatinizi çekmiştir, şu ana kadar Danimarka'yla ilgili hiçbir şey yazmadım. Zira şu sıralar söylenebilecek tek şey, "Dünya Kupası'nda İskandinavya'yı temsil edebilecek tek ülke, haydi aslanlarım!" olur. SAS Ligaen sona erdi, ikinci lig olan Viasat Divisionen'in bitmesine de 4 hafta kaldı. Sanırım 2-3 maç daha var, bazı takımlar henüz 25 maç oynamış durumdalar.
Geçtiğimiz sezon ikinci lige düşen AC Horsens, maç fazlasıyla FC Fredericia'nın 10 puan önünde liderliğini sürdürüyor ve Lyngby'nin 26. hafta Vestsjaelland deplasmanında oynayacağı maçla birlikte (tarihi 30 Mayıs maçın) SAS Ligaen'i garantileyecek gibi görünüyor. Horsens 27 maçta 63 puanla lider, FC Fredericia 26 maçta 53 puanla ikinci sırada ve Lyngby 25 maçta 50 puanla üçüncü.
İlk ikinin direkt olarak üst lige yükseldiği, bu senesi pek keyifsiz geçen ligde, ikincilik için de büyük bir mücadele olmayacak gibi. FC Fredericia, AB Copenhagen, Lyngby ve belki de FC Vestsjaelland.. Muhtemelen Fredericia sürprize izin vermeyecek ve Horsens'le birlikte "lig var dediler geldik" diyecek ekip olacak.
Brabrand ve Frem, üçüncü lig havasına kendilerini zaten soktular. Skive, Roskilde ve Hvidovre de puan olarak düşme hattına yakın olsalar da, 14. sırada yer alan Kolding FC'nin, rakiplerini geçemeyeceğini ve Brabrand ve Frem'le birlikte küme düşeceğini düşünüyorum. Kısacası, AC Horsens ve FC Fredericia bir üst lige yükselecek, Brabrand, Frem ve Kolding üçüncü lige düşecek.
Şimdilik böyle görünüyor. Karışık programda kimin ne yapacağı belli olmaz. Belli olan tek bir şey var, o da İddaa'da bahis yapma imkânımız bulunmayan bu ligle ilgili çok şey yazmayacağım. Göz önünde olan ya da insanın ilgisini çeken bir lig değil. İskandinavya'da olması bile kurtarmıyor ki coğrafya olarak İskandinavya'da da değil kitapsız.
Olmaz Viasat, olmaz.
Geçtiğimiz sezon ikinci lige düşen AC Horsens, maç fazlasıyla FC Fredericia'nın 10 puan önünde liderliğini sürdürüyor ve Lyngby'nin 26. hafta Vestsjaelland deplasmanında oynayacağı maçla birlikte (tarihi 30 Mayıs maçın) SAS Ligaen'i garantileyecek gibi görünüyor. Horsens 27 maçta 63 puanla lider, FC Fredericia 26 maçta 53 puanla ikinci sırada ve Lyngby 25 maçta 50 puanla üçüncü.
İlk ikinin direkt olarak üst lige yükseldiği, bu senesi pek keyifsiz geçen ligde, ikincilik için de büyük bir mücadele olmayacak gibi. FC Fredericia, AB Copenhagen, Lyngby ve belki de FC Vestsjaelland.. Muhtemelen Fredericia sürprize izin vermeyecek ve Horsens'le birlikte "lig var dediler geldik" diyecek ekip olacak.
Brabrand ve Frem, üçüncü lig havasına kendilerini zaten soktular. Skive, Roskilde ve Hvidovre de puan olarak düşme hattına yakın olsalar da, 14. sırada yer alan Kolding FC'nin, rakiplerini geçemeyeceğini ve Brabrand ve Frem'le birlikte küme düşeceğini düşünüyorum. Kısacası, AC Horsens ve FC Fredericia bir üst lige yükselecek, Brabrand, Frem ve Kolding üçüncü lige düşecek.
Şimdilik böyle görünüyor. Karışık programda kimin ne yapacağı belli olmaz. Belli olan tek bir şey var, o da İddaa'da bahis yapma imkânımız bulunmayan bu ligle ilgili çok şey yazmayacağım. Göz önünde olan ya da insanın ilgisini çeken bir lig değil. İskandinavya'da olması bile kurtarmıyor ki coğrafya olarak İskandinavya'da da değil kitapsız.
Olmaz Viasat, olmaz.
25 Mayıs 2010 Salı
Tutturaldo Gonzalez
Sevgili okurlar,
Bundan böyle, bahis tahminlerimi ayrı bir etiket ve dolayısıyla başlık altında yapmaya karar verdim. Takımlarla ilgili analizmiş, bilgiymiş, yazıymış, yine aynı yerlerde bulabileceksiniz. Fakat İskandinavya maçları için İddaa bülteni çıktıkça, ben kuponlarımı burada paylaşacağım sizlerle. Vaktim çok olduğunda oturup yorumlayacağım, sizin de aklınızı çelip "yazayım ben bunu" demenize çalışacağım. Olmadığında da kuponlarımı paylaşıp efendi gibi gideceğim. Ve yine vaktim olursa, bu kuponların hepsini geri dönüp tekrar inceleyecek, maç sonuçlarını yazacak ve başarı oranımı ölçeceğim maç bazında.
Bu bilgiyi verdikten sonra ilk bombalarıma geçmek istiyorum. Hoş bomba sayılmaz ama olsun. Birkaç yazı öncesi, aynen alıntılıyorum:
"İddaa oranları gayet iyi fakat tahmin yapmak gerçekten zor. Sundsvall'in pozitif futbolu Superettan'da işe yaradı, gerçekten harika oynuyorlar. GAIS karşısında ne yapacaklarını kestirmek güç, tercihimi beraberlikten yana kullanıyorum. Norkköping maçında devre beraberliği denenebilir. Örgryte zorlasa da Gefle'yi geçemez diye düşünüyorum fakat Gefle galibiyetinden önce "alt" seçeneği değerlendirilmeli.
Güvendiğim takım ise AIK Stockholm. Ligde berbat performans sergileyen AIK, Avrupa'ya kestirmeden gitmek adına varını yoğunu kupada ortaya koyacaktır. Geçtiğimiz günlerde, Superettan maçında evinde Falkenberg'e 1-0 mağlup olan Öster, galibiyete aç AIK karşısında duramaz. Oranı da 1.80, yeme de yanında yat."
Şimdi izin verirseniz "Söylememiş miydik?" tribine giren yazar rolünü oynamak istiyorum...
GIF Sundsvall - GAIS, berabere. İddaa oranı, 3.00.
IFK Norkköping - Örebro ilk yarı berabere. İddaa oranı, 1.95.
Örgryte - Gefle maçı "alt" ya da Gefle galibiyeti. Alt oranı 1.50, Gefle galibiyeti oranı 2.40. Gefle kazandı 1-0.
Öster - AIK maçında AIK galibiyeti dedik fakat maç berabere sona erdi maalesef. 1-1.
İsveç Kupası'nda 3/4 yapmak geleceğim açısından önemli tabi hehe. Bu üç maça oynayan okurlarım, eğer birileri beni okuyorlarsa, en iyi ihtimalle 14.04 lira kazandılar. En kötü ihtimalle de, 8.77 lira kazandılar. Norveç'teki maç için yaptığım 4-6 gol tahminini de kuponlarına eklediyseler, parayı iyi katladılar.
Hoş ben zaten okurlarım için yazmıyor muyum anasını satayım? Umarım bir şeyler kazandırmışımdır. Bu arada, uzatmalarda GAIS, Örebro ve AIK tur atlayan ekipler oldular. Oluyorlar. Bu bilgiyi de verelim.
Bundan böyle, bahis tahminlerimi ayrı bir etiket ve dolayısıyla başlık altında yapmaya karar verdim. Takımlarla ilgili analizmiş, bilgiymiş, yazıymış, yine aynı yerlerde bulabileceksiniz. Fakat İskandinavya maçları için İddaa bülteni çıktıkça, ben kuponlarımı burada paylaşacağım sizlerle. Vaktim çok olduğunda oturup yorumlayacağım, sizin de aklınızı çelip "yazayım ben bunu" demenize çalışacağım. Olmadığında da kuponlarımı paylaşıp efendi gibi gideceğim. Ve yine vaktim olursa, bu kuponların hepsini geri dönüp tekrar inceleyecek, maç sonuçlarını yazacak ve başarı oranımı ölçeceğim maç bazında.
Bu bilgiyi verdikten sonra ilk bombalarıma geçmek istiyorum. Hoş bomba sayılmaz ama olsun. Birkaç yazı öncesi, aynen alıntılıyorum:
"İddaa oranları gayet iyi fakat tahmin yapmak gerçekten zor. Sundsvall'in pozitif futbolu Superettan'da işe yaradı, gerçekten harika oynuyorlar. GAIS karşısında ne yapacaklarını kestirmek güç, tercihimi beraberlikten yana kullanıyorum. Norkköping maçında devre beraberliği denenebilir. Örgryte zorlasa da Gefle'yi geçemez diye düşünüyorum fakat Gefle galibiyetinden önce "alt" seçeneği değerlendirilmeli.
Güvendiğim takım ise AIK Stockholm. Ligde berbat performans sergileyen AIK, Avrupa'ya kestirmeden gitmek adına varını yoğunu kupada ortaya koyacaktır. Geçtiğimiz günlerde, Superettan maçında evinde Falkenberg'e 1-0 mağlup olan Öster, galibiyete aç AIK karşısında duramaz. Oranı da 1.80, yeme de yanında yat."
Şimdi izin verirseniz "Söylememiş miydik?" tribine giren yazar rolünü oynamak istiyorum...
GIF Sundsvall - GAIS, berabere. İddaa oranı, 3.00.
IFK Norkköping - Örebro ilk yarı berabere. İddaa oranı, 1.95.
Örgryte - Gefle maçı "alt" ya da Gefle galibiyeti. Alt oranı 1.50, Gefle galibiyeti oranı 2.40. Gefle kazandı 1-0.
Öster - AIK maçında AIK galibiyeti dedik fakat maç berabere sona erdi maalesef. 1-1.
İsveç Kupası'nda 3/4 yapmak geleceğim açısından önemli tabi hehe. Bu üç maça oynayan okurlarım, eğer birileri beni okuyorlarsa, en iyi ihtimalle 14.04 lira kazandılar. En kötü ihtimalle de, 8.77 lira kazandılar. Norveç'teki maç için yaptığım 4-6 gol tahminini de kuponlarına eklediyseler, parayı iyi katladılar.
Hoş ben zaten okurlarım için yazmıyor muyum anasını satayım? Umarım bir şeyler kazandırmışımdır. Bu arada, uzatmalarda GAIS, Örebro ve AIK tur atlayan ekipler oldular. Oluyorlar. Bu bilgiyi de verelim.
Rovaniemen Palloseura
Bildiğimiz Rovaniemi. Geçen sezon Veikkausliiga'dan düşen, RoPS olarak bilinen takım. Ykkönen'le ilgili yazılabilecek pek fazla şey yok. Mikkeli ve TPV Tampere Kakkonen yoluna koyulmuş durumdalar. Geçtiğimiz yıllarda Honka'dan 9 yemişliği bulunan Rovaniemi, Veikkausliiga'ya geri dönecek, ona ne şüphe?
Ama ya diğerleri? Viikingit, Kemi Kings, Porin Palloseura? KPV, Kotkan, Klubi 04? Ne yapacakları belli olmaz. Lig yeni başlamışken takımlara don biçmek doğru değil fakat tahminde bulunabileceğimiz 3 takım var işte.
Hele maçlar başlasın, o zaman bir şeyler çiziktiririz Finlandiya 2 hakkında. Bak tekrar söylüyorum, Rovaniemi yükselir, MP Mikkeli ve TPV Tampere düşer. Öyle işte. Laf olsun. Elimin altında etiket bulunsun diye yazdım bunu, yoksa farkındayım hiçbir bilgi ya da eğlencelik bölüm içermediğinin. Tehey.
Bugünlük bu kadar sevgili okurlar, kendinize iyi bakın, görüşmek üzere.
Ama ya diğerleri? Viikingit, Kemi Kings, Porin Palloseura? KPV, Kotkan, Klubi 04? Ne yapacakları belli olmaz. Lig yeni başlamışken takımlara don biçmek doğru değil fakat tahminde bulunabileceğimiz 3 takım var işte.
Hele maçlar başlasın, o zaman bir şeyler çiziktiririz Finlandiya 2 hakkında. Bak tekrar söylüyorum, Rovaniemi yükselir, MP Mikkeli ve TPV Tampere düşer. Öyle işte. Laf olsun. Elimin altında etiket bulunsun diye yazdım bunu, yoksa farkındayım hiçbir bilgi ya da eğlencelik bölüm içermediğinin. Tehey.
Bugünlük bu kadar sevgili okurlar, kendinize iyi bakın, görüşmek üzere.
Yaşasın Honka!
Çevremdekiler bilirler, neredeyse tüm İskandinav kulüplerini severim. Ama her ligde birkaç tane diğerlerinden daha çok sevdiğim ve desteklediğim takımlar olur. Veikkausliiga'ya bu sene yükselen, FM 2010'da bana güzel günler yaşatan AC Oulu ve şampiyonluğun HJK Helsinki'yle birlikte en büyük adayı FC Honka, Finlandiya'da galibiyetleriyle neşelendiğim takımlar.
6 haftası geride kalan ligde Honka, 13 puanla lider. "Küme düşmez" dediğim, lige iyi başlayan AC Oulu ise işi bozdu, 14 takımlı ligde 5 puanla 12. sıraya kadar geriledi. Veikkausliiga sorumluluk ve stresini kaldırabilecek kapasitede oyuncuları var ve 3 puanla son sırada olan IFK Mariehamn'dan iyi olduklarına şüphe yok. Sezon sonunda ne yaptıklarını göreceğiz ama her ne kadar bocalasalar da ben Veikkausliiga'dan bir daha kolay kolay düşeceklerine inanmıyorum.
Lige Kuopio'da aldığı 5-0'lık galibiyetle başlayan HJK Helsinki devamını getiremedi, Honka deplasmanında 3-1 mağlup oldu ve ezeli rakibinin ardından ligde ikinci sırada bulunuyor şu an 11 puanla. 13. sırada yer alan Inter Turku büyük hayal kırıklığı, bunun haricinde Veikkausliiga ile ilgili söylenebilecek pek fazla şey yok 7. hafta öncesinde. Haka'nın ardından dördüncü sırada yer alan Turku ise, Inter Turku'yu çok kıskandırıyor, kıskandırmaya da devam edecek gibi. Aaaritalo gibi bir hayvana sahipler. Wusu ve Johansson'un da katkısıyla fazla zorlanmıyorlar. Inter Turku - Turku maçları artık derbi havasında geçmeyecek gibi... Aralarında önemli bir güç farkı var. Yine de Inter Turku'nun 13. sırada olması kabul edilebilir değil, o ayrı.
6 haftası geride kalan ligde Honka, 13 puanla lider. "Küme düşmez" dediğim, lige iyi başlayan AC Oulu ise işi bozdu, 14 takımlı ligde 5 puanla 12. sıraya kadar geriledi. Veikkausliiga sorumluluk ve stresini kaldırabilecek kapasitede oyuncuları var ve 3 puanla son sırada olan IFK Mariehamn'dan iyi olduklarına şüphe yok. Sezon sonunda ne yaptıklarını göreceğiz ama her ne kadar bocalasalar da ben Veikkausliiga'dan bir daha kolay kolay düşeceklerine inanmıyorum.
Lige Kuopio'da aldığı 5-0'lık galibiyetle başlayan HJK Helsinki devamını getiremedi, Honka deplasmanında 3-1 mağlup oldu ve ezeli rakibinin ardından ligde ikinci sırada bulunuyor şu an 11 puanla. 13. sırada yer alan Inter Turku büyük hayal kırıklığı, bunun haricinde Veikkausliiga ile ilgili söylenebilecek pek fazla şey yok 7. hafta öncesinde. Haka'nın ardından dördüncü sırada yer alan Turku ise, Inter Turku'yu çok kıskandırıyor, kıskandırmaya da devam edecek gibi. Aaaritalo gibi bir hayvana sahipler. Wusu ve Johansson'un da katkısıyla fazla zorlanmıyorlar. Inter Turku - Turku maçları artık derbi havasında geçmeyecek gibi... Aralarında önemli bir güç farkı var. Yine de Inter Turku'nun 13. sırada olması kabul edilebilir değil, o ayrı.
Fylkir Gol Gol Gol Şampiyonluk Gidiyor!
İzlanda'da 12 takım var ve her hafta için 6 maç oynanıyor haliyle. Dördüncü haftanın ilk 3 maçı dün akşam oynandı ve 3 tahminimde de başarısız oldum, ehehe. Önce skorlar,
Fylkir 2-2 Fram
Breiðablik 2-0 Hafnarfjarðar
Haukar 0-3 Vestmannaeyjar
***
Breiðablik maçı için "birisi çıkışa geçer ama dur bakalım" demiştim. Ev sahibi kazandı ve toparlandığını gösterdi. Fakat Hafnarfjarðar'da hala iş yok, bekliyoruz. 4 haftada aldıkları 4 puanla şu an 8. sıradalar. Gollerin 46. ve 85. dakikalarda Steindorsson'dan geldiğini belirtmekte fayda var.
***
Haukar için söyleyebileceğim pek bir şey yok. Grindavík'le birlikte küme düşecek ikinci takım olacak gibi görünüyor sezon başındaki oyunuyla. Kendisi ne yazık ki bir Selfoss ya da Fram kalitesinde değil, kısıtlı kadroyla toparlanıp geleni ipe dizmeleri pek mümkün görünmüyor. Vestmannaeyjar "ya bunlar arada bir düşüyorlar, yine düşerler" söylemime baya içerlemiş olacak ki önce can evimden vurdu, Hafnarfjarðar'ı deplasmanda 3-2 yendi, sonra Haukar deplasmanında yine 3 golle 3 puan çıkardı.
***
Fylkir maçını sona sakladım. İkisi de şampiyonluk adayıydı, bu maçı da heyecanla bekledim. Fram ağır bassa da Fylkir ev sahibi avantajıyla dengeler dedim. Kafamdan geçen beraberlikti fakat arkadaşlarla yaptığımız halı saha liginden pek farkı olmayan bu ligde beraberlik alınabileceğini pek de tahmin etmiyordum. Daha doğrusu, kupona yazmak istemiyordum. 2-2 bitti maç. Ama nasıl?
Maçın henüz 2. dakikasında, Fylkir İngason'un penaltı golüyle öne geçti. İlk yarının bitimine 13 dakika kala Petursson, farkı 2'ye çıkardı. Ev sahibinin ilk yarıyı 2 farklı önde kapaması ilginçti. Ama "olur mu olur" dedik. Maçın 2-2 bitmesiyse daha ilginçti.
Fram'ı mağlubiyetten kurtaran ve ikinci sırada tutan goller, Þórarinsson'dan geldi. 86 ve 90+3'te kaydettiği gollerle takımına beraberliği getiren hacı, sadece adı yüzünden kırmızı kartla oyundan atılmalıydı bence. THORARINSSON. O kadar lan. Þ ne bi' kere? İkinci ligde var bir de Throttur diye bir takım. Þrottur diyor İzlandalılar. Ama şimdi onu boşverelim, birinci ligdeki diğer maçlara dönelim,
22:15 Grindavík - Valur Reykjavík
22:15 Selfoss - Stjarnan
23:00 KR Reykjavík - Keflavík
Bu maçlar için bahisten uzak duruyorum, bilemedim. Lige formsuz başlayan Valur, üç maçta gol dahi atamayan Grindavík'i yener gibime geliyor ama geçen sezon da aynı şeyi söylemiş, Valur'un 3 golle yamulmasının ardından baya kötü olmuştum. Dananın kuyruğunun kopacağı maçsa, 23'te başlayacak olanı. Reykjavík ve Hafnarfjarðar'ın formsuzluğunu iyi değerlendirip zirveye yerleşen Keflavík, en ciddi sınavında bakalım ne yapacak?
Fylkir 2-2 Fram
Breiðablik 2-0 Hafnarfjarðar
Haukar 0-3 Vestmannaeyjar
***
Breiðablik maçı için "birisi çıkışa geçer ama dur bakalım" demiştim. Ev sahibi kazandı ve toparlandığını gösterdi. Fakat Hafnarfjarðar'da hala iş yok, bekliyoruz. 4 haftada aldıkları 4 puanla şu an 8. sıradalar. Gollerin 46. ve 85. dakikalarda Steindorsson'dan geldiğini belirtmekte fayda var.
***
Haukar için söyleyebileceğim pek bir şey yok. Grindavík'le birlikte küme düşecek ikinci takım olacak gibi görünüyor sezon başındaki oyunuyla. Kendisi ne yazık ki bir Selfoss ya da Fram kalitesinde değil, kısıtlı kadroyla toparlanıp geleni ipe dizmeleri pek mümkün görünmüyor. Vestmannaeyjar "ya bunlar arada bir düşüyorlar, yine düşerler" söylemime baya içerlemiş olacak ki önce can evimden vurdu, Hafnarfjarðar'ı deplasmanda 3-2 yendi, sonra Haukar deplasmanında yine 3 golle 3 puan çıkardı.
***
Fylkir maçını sona sakladım. İkisi de şampiyonluk adayıydı, bu maçı da heyecanla bekledim. Fram ağır bassa da Fylkir ev sahibi avantajıyla dengeler dedim. Kafamdan geçen beraberlikti fakat arkadaşlarla yaptığımız halı saha liginden pek farkı olmayan bu ligde beraberlik alınabileceğini pek de tahmin etmiyordum. Daha doğrusu, kupona yazmak istemiyordum. 2-2 bitti maç. Ama nasıl?
Maçın henüz 2. dakikasında, Fylkir İngason'un penaltı golüyle öne geçti. İlk yarının bitimine 13 dakika kala Petursson, farkı 2'ye çıkardı. Ev sahibinin ilk yarıyı 2 farklı önde kapaması ilginçti. Ama "olur mu olur" dedik. Maçın 2-2 bitmesiyse daha ilginçti.
Fram'ı mağlubiyetten kurtaran ve ikinci sırada tutan goller, Þórarinsson'dan geldi. 86 ve 90+3'te kaydettiği gollerle takımına beraberliği getiren hacı, sadece adı yüzünden kırmızı kartla oyundan atılmalıydı bence. THORARINSSON. O kadar lan. Þ ne bi' kere? İkinci ligde var bir de Throttur diye bir takım. Þrottur diyor İzlandalılar. Ama şimdi onu boşverelim, birinci ligdeki diğer maçlara dönelim,
22:15 Grindavík - Valur Reykjavík
22:15 Selfoss - Stjarnan
23:00 KR Reykjavík - Keflavík
Bu maçlar için bahisten uzak duruyorum, bilemedim. Lige formsuz başlayan Valur, üç maçta gol dahi atamayan Grindavík'i yener gibime geliyor ama geçen sezon da aynı şeyi söylemiş, Valur'un 3 golle yamulmasının ardından baya kötü olmuştum. Dananın kuyruğunun kopacağı maçsa, 23'te başlayacak olanı. Reykjavík ve Hafnarfjarðar'ın formsuzluğunu iyi değerlendirip zirveye yerleşen Keflavík, en ciddi sınavında bakalım ne yapacak?
Kupada Üçüncü Tur Heyecanı
Ne klasik başlık oldu be.
İsveç Kupası üçüncü turunda bu akşam üç maç oynanacak. 20:00'de başlayacak maçlar,
GIF Sundsvall - GAIS Göteborg
IFK Norkköping - Örebro
Örgryte - Gefle IF
Öster - AIK Stockholm
İddaa oranları gayet iyi fakat tahmin yapmak gerçekten zor. Sundsvall'in pozitif futbolu Superettan'da işe yaradı, gerçekten harika oynuyorlar. GAIS karşısında ne yapacaklarını kestirmek güç, tercihimi beraberlikten yana kullanıyorum. Norkköping maçında devre beraberliği denenebilir. Örgryte zorlasa da Gefle'yi geçemez diye düşünüyorum fakat Gefle galibiyetinden önce "alt" seçeneği değerlendirilmeli.
Güvendiğim takım ise AIK Stockholm. Ligde berbat performans sergileyen AIK, Avrupa'ya kestirmeden gitmek adına varını yoğunu kupada ortaya koyacaktır. Geçtiğimiz günlerde, Superettan maçında evinde Falkenberg'e 1-0 mağlup olan Öster, galibiyete aç AIK karşısında duramaz. Oranı da 1.80, yeme de yanında yat.
İsveç Kupası üçüncü turunda bu akşam üç maç oynanacak. 20:00'de başlayacak maçlar,
GIF Sundsvall - GAIS Göteborg
IFK Norkköping - Örebro
Örgryte - Gefle IF
Öster - AIK Stockholm
İddaa oranları gayet iyi fakat tahmin yapmak gerçekten zor. Sundsvall'in pozitif futbolu Superettan'da işe yaradı, gerçekten harika oynuyorlar. GAIS karşısında ne yapacaklarını kestirmek güç, tercihimi beraberlikten yana kullanıyorum. Norkköping maçında devre beraberliği denenebilir. Örgryte zorlasa da Gefle'yi geçemez diye düşünüyorum fakat Gefle galibiyetinden önce "alt" seçeneği değerlendirilmeli.
Güvendiğim takım ise AIK Stockholm. Ligde berbat performans sergileyen AIK, Avrupa'ya kestirmeden gitmek adına varını yoğunu kupada ortaya koyacaktır. Geçtiğimiz günlerde, Superettan maçında evinde Falkenberg'e 1-0 mağlup olan Öster, galibiyete aç AIK karşısında duramaz. Oranı da 1.80, yeme de yanında yat.
Ingelsten'le Bi' Yere Kadar
Maçın başlamasına birkaç saat kaldığından bu yazıyı uzatmayayım diyorum sevgili okurlar. Norveç'te 13. hafta maçlarının büyük bir bölümü dün oynandı. Norveç Futbol Federasyonu'nun "geç saate maç koyma fantezisi" sebebiyle, Viking - Rosenborg maçıyla ilgili bir şeyler yazamadım akşam. Buna kısaca değindikten sonra bu akşamki Lillestrøm - Odd Grenland maçına geçeceğim.
Tromsø dün akşam yakın rakibi sayılabilecek Vålerenga'yı da mağlup etti ve 30 puanla liderliğini sürdürdü. Ingelsten ve Bjørnsson'la ilk üçü hedefleyen Viking, benim uyumaya hazırlandığım saatlerde evinde Rosenborg'u ağırladı ve sahadan 2-1'lik skorla mağlup ayrıldı. Tromsø galibiyeti Rosenborg'u strese sokar diye düşünmüştüm. Nitekim Viking, 22. dakikada Ingelsten'le golü buldu. 30'da Rosenborg oyuncusu Demidov ikinci sarı kartı görüp atıldı. 39'da Lustig, 90+4'te Iversen (penaltıdan) attı ve Norveç'in en büyüğü bu haftayı da kayıpsız geçmeyi başardı. Hâla anlamıyorum, 10 kişi oynayan rakibi karşısında 1-0 önde olan bir takım, 90+4'te yediği golle maçı nasıl kaybeder? Dakikayı falan boşverelim, Viking böyle bir maçı nasıl kaybeder?
Sübhanallah kardeş ibretlik bir maç demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Viking Avrupa Ligi'ne yaklaşabilmek ve güvenle moral depolamak için kesinlikle puan çıkarmalıydı bu maçtan. Fakat Brann gibi onlar da "bizden bir cacık olmaz" dediler, üzdüler. Rosenborg ise Tromsø takibini sürdürdü. Ama böyle 90'da gelen gollerle nereye kadar götürecekler, bilinmez. Norveç devi dedik ama nasıl dev lan o, hehe.
İşte böyleydi maç, Norveç'in "şaka"larından bir diğeriydi... Bu akşam Lillestrøm SK, evinde Odd Grenland'ı ağırlayacak. Maç öncesinde ev sahibi 12 maçta 21 puanla 5. sırada ve galip gelmesi halinde üçüncülüğe yükseliyor.
17 puanla 10. sırada yer alan Odd Grenland ise galip gelmesi halinde 4 sıra birden yükselecek. Odd sezona kötü başladıktan sonra Dag-Eliev Fagermo'nun takımın başına geçmesiyle biraz olsun toparlandı fakat bu maça Myklebustsuz çıkabilirler. Anlık bilgi alamıyorum fakat en son sakattı bu hacı, forma giyebileceğini zannetmiyorum. Puan anlamında her iki ekip için de çok çok önemli bir maç. Fakat ben küçük bir kasabanın takımı olan Lillestrøm SK'yı öneriyorum bahisseverlere.
Alternatifler üst, toplam gol sayısı 4-6 veya handikaplı Lillestrøm galibiyeti olabilir. İlk iki seçeneğe üçüncüsünden daha çok güveniyorum. Maçla birlikte 13. hafta sona erecek. Başlama saati 20:00, maçın hakemi Cüneyt Çakır.
Değil. İyi akşamlar, bol şans.
Tromsø dün akşam yakın rakibi sayılabilecek Vålerenga'yı da mağlup etti ve 30 puanla liderliğini sürdürdü. Ingelsten ve Bjørnsson'la ilk üçü hedefleyen Viking, benim uyumaya hazırlandığım saatlerde evinde Rosenborg'u ağırladı ve sahadan 2-1'lik skorla mağlup ayrıldı. Tromsø galibiyeti Rosenborg'u strese sokar diye düşünmüştüm. Nitekim Viking, 22. dakikada Ingelsten'le golü buldu. 30'da Rosenborg oyuncusu Demidov ikinci sarı kartı görüp atıldı. 39'da Lustig, 90+4'te Iversen (penaltıdan) attı ve Norveç'in en büyüğü bu haftayı da kayıpsız geçmeyi başardı. Hâla anlamıyorum, 10 kişi oynayan rakibi karşısında 1-0 önde olan bir takım, 90+4'te yediği golle maçı nasıl kaybeder? Dakikayı falan boşverelim, Viking böyle bir maçı nasıl kaybeder?
Sübhanallah kardeş ibretlik bir maç demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Viking Avrupa Ligi'ne yaklaşabilmek ve güvenle moral depolamak için kesinlikle puan çıkarmalıydı bu maçtan. Fakat Brann gibi onlar da "bizden bir cacık olmaz" dediler, üzdüler. Rosenborg ise Tromsø takibini sürdürdü. Ama böyle 90'da gelen gollerle nereye kadar götürecekler, bilinmez. Norveç devi dedik ama nasıl dev lan o, hehe.
İşte böyleydi maç, Norveç'in "şaka"larından bir diğeriydi... Bu akşam Lillestrøm SK, evinde Odd Grenland'ı ağırlayacak. Maç öncesinde ev sahibi 12 maçta 21 puanla 5. sırada ve galip gelmesi halinde üçüncülüğe yükseliyor.
17 puanla 10. sırada yer alan Odd Grenland ise galip gelmesi halinde 4 sıra birden yükselecek. Odd sezona kötü başladıktan sonra Dag-Eliev Fagermo'nun takımın başına geçmesiyle biraz olsun toparlandı fakat bu maça Myklebustsuz çıkabilirler. Anlık bilgi alamıyorum fakat en son sakattı bu hacı, forma giyebileceğini zannetmiyorum. Puan anlamında her iki ekip için de çok çok önemli bir maç. Fakat ben küçük bir kasabanın takımı olan Lillestrøm SK'yı öneriyorum bahisseverlere.
Alternatifler üst, toplam gol sayısı 4-6 veya handikaplı Lillestrøm galibiyeti olabilir. İlk iki seçeneğe üçüncüsünden daha çok güveniyorum. Maçla birlikte 13. hafta sona erecek. Başlama saati 20:00, maçın hakemi Cüneyt Çakır.
Değil. İyi akşamlar, bol şans.
Helsingborg Şampi!
Allsvenskan'da 14. hafta maçları dün sona erdi ve takımlar, yapılma sebebini anlamadığım tatillerine başladılar. Arada kupa maçları var sanırım, onun haricinde, benim görebildiğim ilk maç 17 Temmuz'da oynanacak Göteborg-Halmstad maçı. Onunla birlikte diğer takımlar da oynayacaklar tabi ki. Anlayacağınız, uzun bir süre daha Allsvenskan'la ilgili yazmayacağım. Gerçi bu da ilk yazım. Uzun süre Allsvenskan'la ilgilenmeyeceğimizden, doya doya anlatayım diyorum anasını satayım.
Türk spor basınına hayranım başlıktan da anlayabileceğiniz üzere. 14 hafta sonunda, Helsingborg ekibinin şampiyonluğu neredeyse garantilediğini düşünüyor ve böyle bir başlık atmaktan çekinmiyorum. Takımın adı "Helsingborgs IF" olarak geçiyor, en dandik çeviriyle "Helsingborg'un Futbol Kulübü" oluyor bu da. Ama ben Helsingborg olarak kullanayım onu. Sonra da yazıya başlayayım.
İsterseniz, 14 hafta sonunda sadece 1 mağlubiyet alan ve 35 puanla zirvede bulunan Helsingborg'dan başlayayım. 11 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet... Galatasaray'ı İstanbul'da 3-2 yendiklerinde bu takım hakkında tek bildiğim, Henrik Larsson'la bağı olduğuydu. Ben de herkes gibi "dandik" bir kuzey kulübü olduklarını düşünüyor ve mağlubiyeti, formsuz Galatasaray'ın şanssızlığı olarak değerlendiriyordum. O zamanlar küçüktüm, Helsingborg'un İskandinavya'da "büyük" sayılabilecek bir takım olduğunu çok sonra öğrendim. Hiçbir zaman "ulan canavar gibi oynuyolar be..." dedirtmediler, dikkat çekmediler ama çizgilerinden de uzaklaşmadılar.
Ama bu sene? "Ulan canavar gibi oynuyorlar be!"nin ötesinde, dopingli olduklarını düşündürtüyorlar. Hiçbir şekilde güvenemediğim hafızam beni yanıltmıyorsa, ilk ve tek mağlubiyetlerini geçtiğimiz haftalarda Kalmar deplasmanında 1-0'lık skorla aldılar. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen gol bulamadılar. Bunun öncesinde, Gävle'de Gefle IF'e karşı alınan bir galibiyet var ki akıllara zarar.
Maçın son dakikalarında Gefle 1-0 öne geçiyor, Helsingborg 10 kişi kalıyor ve birkaç dakika içinde bulduğu gollerle maçı deplasmanda 3-1 kazanıyor. Evet bir yanlışlık yok. Dakikası dakikasına hatırlamıyorum tabi ki fakat olayın 75. dakikadan sonra döndüğünü çok net hatırlıyorum. 1-0 geriye düşüp 10 kişi kaldıktan sonra 3 gol atmak? Gefle deplasmanında? Büyüksün Helsingborg.
FM 2010'da, IFK Göteborg ile deplasmanda 7-1 yendim kendilerini, o günden beri bir farklı bakıyorum bu takıma. Ama yine de gerçek hayatta bir helal olsunu hak ediyorlar. En yakın rakipleri Malmö FF'yle aralarında 5 puan fark var. Şampiyonluğun en büyük favorisi konumundalar ve rakiplerinin hata yapma ihtimalleri çok daha yüksek.
Ezeli rakipleri Malmö ise, Nilsson olmadan zorlanıyor. Tatile, Brommapojkarna'yı 2-1 mağlup ederek girdiler. Sezona iyi başlayamadılar, toparlandılar, Nilsson'un sakatlığı ve cezası işin içine girdi. Şimdi Helsingborg'un peşindeler. Örebro'nun 5 puan önünde olduklarını göz önünde bulundurursak, şampiyonluk için Helsingborg'la mücadele edeceklerini söyleyebiliriz. Liderle üçüncünün arasında 14. haftadan 10 puan bulunması bizler için pek sevindirici değil tabi. Ama ne gelir elden? Başka takımlara bakarız biz de.
Helsingborg ve Malmö'nün peşine takılan takımlar sırasıyla Örebro SK, Mjällby AIF ve IF Elfsborg. Yorumları takım sırasına göre yapmıyorum, böyle denk geldi. Bu üç takım, bu sezon Allsvenskan'ın en sağlam ekiplerinden oldular. Örebro etkileyici performansıyla üçüncülüğü alırken, geçtiğimiz sezon Superettan'dan gelen Mjällby, Ekenberg'in önderliğinde dördüncülüğe kadar yükseldi. Diğer oyuncuların haklarını yememek lazım ama Ekenberg bambaşka oynuyor. Beşinci sıradaki Elfsborg ise nihayet istediğini alacak gibi. Saçmasapan puan kayıpları yapmıyorlar ve zirveye oynayacak gibi görünüyorlar. Bu sezon için de şampiyonluk değil hedefleri. Ama UEFA Avrupa Ligi gayet gerçekçi olur bir sonraki sene için.
...
Son şampiyon AIK Stockholm ve Allsvenskan'da desteklediğim takım olan IFK Göteborg, ara sıra küme düşme hattına kadar iniyor. Şampiyonluğun ardından Süper Kupayı'da kazanan AIK kadroyu dağıttı ve tatil öncesinde 12 puan toplayabildi. Playout hattında. Tobias Hysén'le şampiyonluğa oynamasını bekleyip şampiyon olmasını istediğim Göteborg ise, son şampiyonun bir sıra üç puan üzerinde. 16 haftada 20 puanlık farkı kapatıp şampiyon olmalarını istemek, tedaviye ihtiyaç duyulduğunun göstergesidir.
Ama ben Göteborg'dan Avrupa Ligi bekliyorum. Tatilde kendilerine gelirler. Aslanlarım benim. Üşüyoruz reis.
...
Ligin diğer takımları için ayrı ayrı yazmayacağım. Orta sıradan ayrılmayan takımlar yine yerlerindeler. Djurgarden ve Gefle daha iyi olabilirlerdi ilk 14 haftada. En çok da Djurgarden taraftarının "en iyisiyiz olm" tavırlarına gülüyorum ben, belirtmeden geçemeyeceğim.
İşte öyle. Tatile girdiğinde ancak yazmaya başlayabildim. Önemli bir gelişme olmadığı sürece kendisiyle ilgili bir şey yazmayacağım. Kupa maçlarıyla ilgili yazılacak şeyler var tabi ki. Onun haricinde, Temmuz ortasına kadar işimiz yok bunlarla, tey tey.
Türk spor basınına hayranım başlıktan da anlayabileceğiniz üzere. 14 hafta sonunda, Helsingborg ekibinin şampiyonluğu neredeyse garantilediğini düşünüyor ve böyle bir başlık atmaktan çekinmiyorum. Takımın adı "Helsingborgs IF" olarak geçiyor, en dandik çeviriyle "Helsingborg'un Futbol Kulübü" oluyor bu da. Ama ben Helsingborg olarak kullanayım onu. Sonra da yazıya başlayayım.
İsterseniz, 14 hafta sonunda sadece 1 mağlubiyet alan ve 35 puanla zirvede bulunan Helsingborg'dan başlayayım. 11 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet... Galatasaray'ı İstanbul'da 3-2 yendiklerinde bu takım hakkında tek bildiğim, Henrik Larsson'la bağı olduğuydu. Ben de herkes gibi "dandik" bir kuzey kulübü olduklarını düşünüyor ve mağlubiyeti, formsuz Galatasaray'ın şanssızlığı olarak değerlendiriyordum. O zamanlar küçüktüm, Helsingborg'un İskandinavya'da "büyük" sayılabilecek bir takım olduğunu çok sonra öğrendim. Hiçbir zaman "ulan canavar gibi oynuyolar be..." dedirtmediler, dikkat çekmediler ama çizgilerinden de uzaklaşmadılar.
Ama bu sene? "Ulan canavar gibi oynuyorlar be!"nin ötesinde, dopingli olduklarını düşündürtüyorlar. Hiçbir şekilde güvenemediğim hafızam beni yanıltmıyorsa, ilk ve tek mağlubiyetlerini geçtiğimiz haftalarda Kalmar deplasmanında 1-0'lık skorla aldılar. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen gol bulamadılar. Bunun öncesinde, Gävle'de Gefle IF'e karşı alınan bir galibiyet var ki akıllara zarar.
Maçın son dakikalarında Gefle 1-0 öne geçiyor, Helsingborg 10 kişi kalıyor ve birkaç dakika içinde bulduğu gollerle maçı deplasmanda 3-1 kazanıyor. Evet bir yanlışlık yok. Dakikası dakikasına hatırlamıyorum tabi ki fakat olayın 75. dakikadan sonra döndüğünü çok net hatırlıyorum. 1-0 geriye düşüp 10 kişi kaldıktan sonra 3 gol atmak? Gefle deplasmanında? Büyüksün Helsingborg.
FM 2010'da, IFK Göteborg ile deplasmanda 7-1 yendim kendilerini, o günden beri bir farklı bakıyorum bu takıma. Ama yine de gerçek hayatta bir helal olsunu hak ediyorlar. En yakın rakipleri Malmö FF'yle aralarında 5 puan fark var. Şampiyonluğun en büyük favorisi konumundalar ve rakiplerinin hata yapma ihtimalleri çok daha yüksek.
Ezeli rakipleri Malmö ise, Nilsson olmadan zorlanıyor. Tatile, Brommapojkarna'yı 2-1 mağlup ederek girdiler. Sezona iyi başlayamadılar, toparlandılar, Nilsson'un sakatlığı ve cezası işin içine girdi. Şimdi Helsingborg'un peşindeler. Örebro'nun 5 puan önünde olduklarını göz önünde bulundurursak, şampiyonluk için Helsingborg'la mücadele edeceklerini söyleyebiliriz. Liderle üçüncünün arasında 14. haftadan 10 puan bulunması bizler için pek sevindirici değil tabi. Ama ne gelir elden? Başka takımlara bakarız biz de.
Helsingborg ve Malmö'nün peşine takılan takımlar sırasıyla Örebro SK, Mjällby AIF ve IF Elfsborg. Yorumları takım sırasına göre yapmıyorum, böyle denk geldi. Bu üç takım, bu sezon Allsvenskan'ın en sağlam ekiplerinden oldular. Örebro etkileyici performansıyla üçüncülüğü alırken, geçtiğimiz sezon Superettan'dan gelen Mjällby, Ekenberg'in önderliğinde dördüncülüğe kadar yükseldi. Diğer oyuncuların haklarını yememek lazım ama Ekenberg bambaşka oynuyor. Beşinci sıradaki Elfsborg ise nihayet istediğini alacak gibi. Saçmasapan puan kayıpları yapmıyorlar ve zirveye oynayacak gibi görünüyorlar. Bu sezon için de şampiyonluk değil hedefleri. Ama UEFA Avrupa Ligi gayet gerçekçi olur bir sonraki sene için.
...
Son şampiyon AIK Stockholm ve Allsvenskan'da desteklediğim takım olan IFK Göteborg, ara sıra küme düşme hattına kadar iniyor. Şampiyonluğun ardından Süper Kupayı'da kazanan AIK kadroyu dağıttı ve tatil öncesinde 12 puan toplayabildi. Playout hattında. Tobias Hysén'le şampiyonluğa oynamasını bekleyip şampiyon olmasını istediğim Göteborg ise, son şampiyonun bir sıra üç puan üzerinde. 16 haftada 20 puanlık farkı kapatıp şampiyon olmalarını istemek, tedaviye ihtiyaç duyulduğunun göstergesidir.
Ama ben Göteborg'dan Avrupa Ligi bekliyorum. Tatilde kendilerine gelirler. Aslanlarım benim. Üşüyoruz reis.
...
Ligin diğer takımları için ayrı ayrı yazmayacağım. Orta sıradan ayrılmayan takımlar yine yerlerindeler. Djurgarden ve Gefle daha iyi olabilirlerdi ilk 14 haftada. En çok da Djurgarden taraftarının "en iyisiyiz olm" tavırlarına gülüyorum ben, belirtmeden geçemeyeceğim.
İşte öyle. Tatile girdiğinde ancak yazmaya başlayabildim. Önemli bir gelişme olmadığı sürece kendisiyle ilgili bir şey yazmayacağım. Kupa maçlarıyla ilgili yazılacak şeyler var tabi ki. Onun haricinde, Temmuz ortasına kadar işimiz yok bunlarla, tey tey.
Tom Erik Breive & Marius Helle
Başlıktaki iki futbolcuya dikkat çekmek istiyorum fakat önce Adeccoligaen için şöyle kısa bir 9. hafta değerlendirmesi koyalım araya. Blog yayın hayatına başlamadan önce, Cumartesi akşamı 17:00'de Moss, evinde Fredrikstad'a, büyük bölümünü 10 kişi oynadığı maçta 5-2'yle boyun eğmişti. Diğer maçlar da dün akşam oynandı, sonuçlar şöyle,
Alta 1-2 Tromsdalen
Bryne 3-1 Lyn Oslo
Follo 1-1 Nybergsund
Løv-Ham 1-2 Strømmen
Ranheim 2-1 Mjondalen
Sparta Sarpsborg 2-1 Sandnes
Sogndal 1-0 Bodø-Glimt
Bir önceki yazımın başlığı "Zirveye Karışık"tı. Norveçli abilerimiz sağolsunlar, bir maç oynadılar ve zirvenin pek de karışmayacağını gösterircesine bir tablo çizdiler. Maçları tek tek yorumlamak yerine puan durumuna göz atmayı uygun buluyorum. http://www.fotball.no/System-pages/TabellTermin/?tournamentId=81230 adresinden maç sonuçlarına, "Tabell"e tıklayarak da puan durumuna ulaşabileceğinizi belirteyim.
21 puanlı lider Ranheim'i 18 puanla Fredrikstad takip ediyor. Playoff üçlüsü ise 17'şer puanlı Sarpsborg ve Sogndal ile 16 puana sahip Bodø-Glimt'ten oluşuyor. Üst lig şansını zorlamasını beklediğim Bryne de 16 puanla 6. sırada bulunuyor. Düşme hattındaysa Mjøndalen gözüme çarpan takım. Onun haricinde Sandnes, Lyn Oslo ve Follo'nun düşmesi sürpriz olmayacaktır.
Benim gözümde bu haftanın en büyük sürprizi rezil Løv-Ham'dır. Evinde Strømmen gibi rakipleri yenip küme düşme hattından uzak kalması gerekirken, acayip işler yapıyor. İki kez güvendim, ikisinde de kaybettiler. Sezonun en fantastik takımı olmaya adaylar. Alta-Tromsdalen maçını da büyük sürpriz olarak değerlendirenler var ama Alta deplasmanından 3 puanla dönen Tromsdalen beni çok şaşırtmadı aslında. Bahis sitelerinin kesin favori gözüyle baktığı Alta'ya güvendim ve "yenerler" tahmini yaptım fakat Tromsdalen 2-1 kazandı. Alta, Follo ayarında bir takım, ligde tutunmaları dahi zor. Tromsdalen ise yıllardır bu ligde oynayan, oturmuş bir ekip. İkisi de çok inişli çıkışlı performans sergiliyorlar. İşte böyle Adeccoligaen bu hafta. Ben, en büyük sürprize değinmek istiyorum: Tom Erik Breive ile Marius Helle.
Tom Erik Breive
18 Nisan 1980 doğumlu orta saha oyuncusu. Kariyerine Skeid'de başlayıp Oslo Øst'te devam etti, Skeid'e yeniden döndü. Geçen yıldan beri Sparta Sarpsborg forması giyiyor ve 2010/2011 sezonu performansıyla göz dolduruyor. 9 haftası geride kalan ligde attığı 5 golle dikkatimi çekti kendisi. Bu gollerin 6'sı penaltıdan olsa da takibe aldım kendisini. Football Manager 2011'de muhakkak genç yetenek diye alacağım, o zaman yaşı 30'u da geçmiş olacak, vay anasını. Sarpsborg playofflara kalırsa, bu adamın payı muhakkak çok büyük olacak. Bir diğer çılgınımıza gelelim,
Marius Helle
11 Ağustos 1983 Stavanger doğumlu Bryne forveti. 2005'te Ålgard'da gol kralı olunca, 2006/2007 sezonunda Bryne forveti olma şerefine erişti ve bu sezonki performansıyla benim gibi pek çok futbolseverin de ilgisini çekti. 9 haftada rakip kalelere 9 gol salladı muhterem. Bir maçta atmazsa, sonraki maçlarda birer ikişer sallıyor. Bryne'nin, kadrosunu güçlendirdiğini söylemiştim. Transferlerin yanında bir de Helle olunca taş gibi takım oluyorlar. Playoffun en önemli adaylarındanlar. O ney lan, "adaylarındanlar". Öyleler ama.
İşte böyle, Adeccoligaen maceramızda haftaya görüşmek üzere, hoşçakalınız.
Alta 1-2 Tromsdalen
Bryne 3-1 Lyn Oslo
Follo 1-1 Nybergsund
Løv-Ham 1-2 Strømmen
Ranheim 2-1 Mjondalen
Sparta Sarpsborg 2-1 Sandnes
Sogndal 1-0 Bodø-Glimt
Bir önceki yazımın başlığı "Zirveye Karışık"tı. Norveçli abilerimiz sağolsunlar, bir maç oynadılar ve zirvenin pek de karışmayacağını gösterircesine bir tablo çizdiler. Maçları tek tek yorumlamak yerine puan durumuna göz atmayı uygun buluyorum. http://www.fotball.no/System-pages/TabellTermin/?tournamentId=81230 adresinden maç sonuçlarına, "Tabell"e tıklayarak da puan durumuna ulaşabileceğinizi belirteyim.
21 puanlı lider Ranheim'i 18 puanla Fredrikstad takip ediyor. Playoff üçlüsü ise 17'şer puanlı Sarpsborg ve Sogndal ile 16 puana sahip Bodø-Glimt'ten oluşuyor. Üst lig şansını zorlamasını beklediğim Bryne de 16 puanla 6. sırada bulunuyor. Düşme hattındaysa Mjøndalen gözüme çarpan takım. Onun haricinde Sandnes, Lyn Oslo ve Follo'nun düşmesi sürpriz olmayacaktır.
Benim gözümde bu haftanın en büyük sürprizi rezil Løv-Ham'dır. Evinde Strømmen gibi rakipleri yenip küme düşme hattından uzak kalması gerekirken, acayip işler yapıyor. İki kez güvendim, ikisinde de kaybettiler. Sezonun en fantastik takımı olmaya adaylar. Alta-Tromsdalen maçını da büyük sürpriz olarak değerlendirenler var ama Alta deplasmanından 3 puanla dönen Tromsdalen beni çok şaşırtmadı aslında. Bahis sitelerinin kesin favori gözüyle baktığı Alta'ya güvendim ve "yenerler" tahmini yaptım fakat Tromsdalen 2-1 kazandı. Alta, Follo ayarında bir takım, ligde tutunmaları dahi zor. Tromsdalen ise yıllardır bu ligde oynayan, oturmuş bir ekip. İkisi de çok inişli çıkışlı performans sergiliyorlar. İşte böyle Adeccoligaen bu hafta. Ben, en büyük sürprize değinmek istiyorum: Tom Erik Breive ile Marius Helle.
Tom Erik Breive
18 Nisan 1980 doğumlu orta saha oyuncusu. Kariyerine Skeid'de başlayıp Oslo Øst'te devam etti, Skeid'e yeniden döndü. Geçen yıldan beri Sparta Sarpsborg forması giyiyor ve 2010/2011 sezonu performansıyla göz dolduruyor. 9 haftası geride kalan ligde attığı 5 golle dikkatimi çekti kendisi. Bu gollerin 6'sı penaltıdan olsa da takibe aldım kendisini. Football Manager 2011'de muhakkak genç yetenek diye alacağım, o zaman yaşı 30'u da geçmiş olacak, vay anasını. Sarpsborg playofflara kalırsa, bu adamın payı muhakkak çok büyük olacak. Bir diğer çılgınımıza gelelim,
Marius Helle
11 Ağustos 1983 Stavanger doğumlu Bryne forveti. 2005'te Ålgard'da gol kralı olunca, 2006/2007 sezonunda Bryne forveti olma şerefine erişti ve bu sezonki performansıyla benim gibi pek çok futbolseverin de ilgisini çekti. 9 haftada rakip kalelere 9 gol salladı muhterem. Bir maçta atmazsa, sonraki maçlarda birer ikişer sallıyor. Bryne'nin, kadrosunu güçlendirdiğini söylemiştim. Transferlerin yanında bir de Helle olunca taş gibi takım oluyorlar. Playoffun en önemli adaylarındanlar. O ney lan, "adaylarındanlar". Öyleler ama.
İşte böyle, Adeccoligaen maceramızda haftaya görüşmek üzere, hoşçakalınız.
24 Mayıs 2010 Pazartesi
Etiketler
Saygıdeğer okurlar,
Ben bu blog işinden anlamıyorum. Yazıyorum, en yeni yazı en tepede oluyor. Buraya kadar anladım. Tippeligaen'le ilgili yazılarımı da "Tippeligaen" etiketiyle yazıyorum. Fakat bir gruplandırma yok, varsa da ancak "Tippeligaen"e tıklandığında görülebiliyor. Ya da ben bulamadım. Sıkıntı yaşamamanız açısından, etiketleri belirteyim diyorum.
- Tippeligaen (Norveç 1)
- Adeccoligaen (Norveç 2)
- Urvalsdeild (İzlanda 1)
- Vodafonedeildin (Faroe Adaları 1)
- SAS Ligaen (Danimarka 1)
- Viasat Divisionen (Danimarka 2)
- Allsvenskan (İsveç 1)
- Superettan (İsveç 2)
- Veikkausliiga (Finlandiya 1)
- Ykkönen (Finlandiya 2)
Kupa mücadeleleriyle ilgili notları, birinci ligin sayfasında paylaşacağım. Örneğin Norveç Kupası maçı var, bununla ilgili yazı Tippeligaen etiketiyle yazılır. İşte öyle. Bu etiketler altında olacak yazılar, bir de blogla ilgili ıvır zıvır için bir Bahiskandinavya etiketimiz var.
Tippeligaen'le ilgili tüm yazıları okumak isterseniz, bir yazının altından Tippeligaen bulup tıklayınız efendim. Çok salak görünüyorum di mi? Ama cidden hiç bilmiyorum bu işi. Siz biliyorsanız bana da öğretin.
EDIT: Çok özür dilerim, biliyorsunuz kafam güzel. Finlandiya liglerini eklemeyi unutmuşum.
Ben bu blog işinden anlamıyorum. Yazıyorum, en yeni yazı en tepede oluyor. Buraya kadar anladım. Tippeligaen'le ilgili yazılarımı da "Tippeligaen" etiketiyle yazıyorum. Fakat bir gruplandırma yok, varsa da ancak "Tippeligaen"e tıklandığında görülebiliyor. Ya da ben bulamadım. Sıkıntı yaşamamanız açısından, etiketleri belirteyim diyorum.
- Tippeligaen (Norveç 1)
- Adeccoligaen (Norveç 2)
- Urvalsdeild (İzlanda 1)
- Vodafonedeildin (Faroe Adaları 1)
- SAS Ligaen (Danimarka 1)
- Viasat Divisionen (Danimarka 2)
- Allsvenskan (İsveç 1)
- Superettan (İsveç 2)
- Veikkausliiga (Finlandiya 1)
- Ykkönen (Finlandiya 2)
Kupa mücadeleleriyle ilgili notları, birinci ligin sayfasında paylaşacağım. Örneğin Norveç Kupası maçı var, bununla ilgili yazı Tippeligaen etiketiyle yazılır. İşte öyle. Bu etiketler altında olacak yazılar, bir de blogla ilgili ıvır zıvır için bir Bahiskandinavya etiketimiz var.
Tippeligaen'le ilgili tüm yazıları okumak isterseniz, bir yazının altından Tippeligaen bulup tıklayınız efendim. Çok salak görünüyorum di mi? Ama cidden hiç bilmiyorum bu işi. Siz biliyorsanız bana da öğretin.
EDIT: Çok özür dilerim, biliyorsunuz kafam güzel. Finlandiya liglerini eklemeyi unutmuşum.
13. Hafta Analizi
13. hafta maçlarının bir kısmı tamamlandı Norveç'te. Tahminler rezaletti, buna hiç girmek istemiyorum hehe. Viking-Rosenborg maçı az önce başladı, ben bu maçı unutmuş ve tahmin de yapmamıştım. İstense de yapamazdım zaten, zor bir maç. Berabere biteceğini düşünüyorum ama "şöyle yazın" diyebileceğim hiçbir şey yok. Tamamlanan maçlar şöyle efendim,
Aalesund 3-1 Strømsgodset
Hønefoss 2-0 Brann
Haugesund 2-0 Sandefjord
Kongsvinger 3-1 Molde
Tromsø 2-1 Vålerenga
Gördüğünüz gibi, pek farklı skorlar yok. 3-1, 2-1 ve 2-0 bitti tüm maçlar. Sağı solu belli olmayan Strømsgodset'in hâla güçlü bir ekip olduğunu düşünüyorum fakat her geçen hafta "abi yanlış yoldasın" diyorlar. Rotasyon konusunda sıkıntı yaşayan, neredeyse tüm sezonu aynı 11'le oynamak zorunda olan Aalesund'a diş geçiremediler. İşler iyi gitmiyor. Aalesund'un da haftalar boyu lider kalıp düşüşe geçtiği bilgisini de not düşmek gerek. Tor Hogne Aarøy takımı sırtlıyor, Aalesund yardırıyor.
-
Hønefoss maçı, uğruna ayrı bir blog açılacak cinsten... Geçen sezon Adeccoligaen'den gelen Hønefoss, sezon başında geldiğine geleceğine pişman olmuştu. Lillestrøm deplasmanında alınan 6-0'lık mağlubiyet, gelenden geçenden 3 yemeler, 5 maç sonunda averajın -20'ye vurması beni bile üzdü, ne yalan söyleyeyim. Fakat zamanla lige alıştılar ve bir futbol mucizesi gerçekleştirip, Stabæk'i deplasmanda 1-0 mağlup ettiler. O güne kadar Stabæk pek iyi oynamıyordu ama evinde bu mağlubiyeti alacağı da kimsenin aklına gelmiyordu. Kaçırdıkları pozisyonlara hiç girmiyorum bile. Beni koysalar 5 gol atmıştım Hønefoss'a, öyle bir maçtı. İşte böyleydi Hønefoss'un macerası. Kulüp içinde tartışmalar yaşandığından eminim. Birileri "abi küme düşme hattından çıkmamız lazım" derken diğerleri "ulan 6 yemeyelim de..." diye düşünüyorlardır. Brann'a hiç değinmiyorum. Bergen'in yüz karası oldular resmen. Tamam arkandayız, tamam aslansın kaplansın da yapma gözünü seveyim, küme düşme hattında ne işin var?
Hønefoss 2-0 kazandı. Brann'ı(her ne kadar formsuz olsa da) devirmeleri başlı başına bir sürprizken, galibiyet şekilleri de çok ilginç. Kendimi bildim bileli Brann'ın kalesini koruyan tecrübeli kaleci Håkon Opdal, henüz dakika 6'yken topu kendi ağlarına yolluyor fantastik bir hareketle. Kaptanın kendi kalesine attığı golle 1-0 yenik duruma düşüyor Brann. Bunu gören Bjørnar Holmvik duruyor mu? Hayıır! Yapıştırıyor cevabı. "ulan ben de atayım bi' tane" diyor ve şık bir vuruşla skora eşitliği getiriyor...
Öyle sanıyordu. Ama Holmvik de kendi kalesine atmıştı. O dakikadan sonra ayıp olmasın diye kendi kalelerine gol atmadılar, rakip kaleye gol atmayı da beceremediler. Lige şamar oğlanı statüsünde başlayan Hønefoss, 12 dakikada rakibinin kendi kalesine attığı 2 golle, düşme hattının üzerine çıktı. Hem de Brann Bergen SK gibi bir takımı yenerek. Hani diyoruz ya "ne olursa olsun adı var ulan" diye, evet Brann öyle bir takım. Ama şu saatten sonra yemişim adlarını. Gelelim bir diğer maçımıza...
-
Hønefoss maçını ne kadar uzun tuttuysam, Haugesund maçı da o kadar kısa olacak. Ligin en büyük hayal kırıklıklarından olan Sandefjord toparlanamadı, toparlanmaya da niyeti yok gibi. Geçen sene Adeccoligaen'deyken bile "ben üst lige çıkarım, bi daha da buraya gelmem" diye bas bas bağıran Haugesund, böyle rakipleri affetmiyor. İlk yarıda bulduğu gollerle rakibini 2-0 mağlup etti. Bu skor Sandefjord'un bakkala gitmesine sebep olacak gibi. Sabredin aslanlarım, 17 hafta sonra Adecco'dasınız, hehe.
-
Hønefoss ve Haugesund'la birlikte Tippeligaen'e merhaba diyen Kongsvinger, sessiz sedasız ilerliyor. Sezon başında oldukça etkisizlerdi. Viking'e taktıkları çelmenin ardından canlandılar ve bu akşam Molde'yi 3-1 mağlup ettiler. Türk kökenli Norveçli orta saha oyuncusu Adem Güven de Kongsvinger adına bir gol salladı bu maçta. Kendisi Raufoss'ta 100 maçın üzerinde oynamış ve 31 gole imza atmış, ardından Hamarkameratene'de takıldıktan sonra Kongsvinger'e gelmişti. İyi de oynuyor valla. Sezonun Rosenborg'la birlikte en büyük şampiyonluk adayı olan Molde berbat gidiyor. Kongsvinger bu galibiyetle biraz olsun rahatladı.
-
Haftanın Viking-Rosenborg'dan sonra, belki de önce, en önemli maçıydı bu Tromsø-Vålerenga maçı. Sezonun sürpriz lideri Tromsø 27 puanda, üçüncü sıradaki Vålerenga ise 22 puandaydı. Muhtemelen, "arkadaş tromsö kimmiş yea mahalle takımı, gidip atalım 3-5 tane de çekilsinler kenara" dediler. Sonuç? Affedersiniz, göt olup döndüler. Beraberlik bekliyordum fakat ev sahibi, 37'lik Rushfeldt ile yine galip gelmesini bildi, 2-1'lik skorla puan farkını 8'e çıkardı ve "Açılın, Rosenborg'la kapışıcam!" dedi. 37'lik Rushfeldt biraz garip oldu farkındayım, vodka mı lan bu? Ama "37 yaşındaki Rushfeldt Bey" de olmazdı yani ne bileyim.
***
İşte böyle geçtik 13. haftanın ilk maçlarını. Bunlardan önce, Stabæk, sezona iyi başlayan, sonradan hız kesen Start'ı Nannskog'un 2 golünün de katkısıyla, 3-0 mağlup etmişti, ekleyelim. Yarın Lillestrøm - Odd Grenland maçı var. Bu maçla birlikte 13. hafta sona eriyor. Bu haftayla ilgili kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, liderin değişmeyeceği.
Bu yazı burada bitiyor, yarım saati geride kalan karşılaşmada Viking FK, Rosenborg karşısında 1-0 önde. Ingelsten ve Bjørnsson'la işi götüren ev sahibi, yine Ingelsten'in attığı golle önde götürüyor maçı. Maç bu skorla biterse Norveç gazeteleri bitime 17 hafta kala "Tromsø şampi..." manşetleri atacaklarmış.
Norveçli bi' arkadaş dedi, Dagbladet'te çalışıyormuş.
Aalesund 3-1 Strømsgodset
Hønefoss 2-0 Brann
Haugesund 2-0 Sandefjord
Kongsvinger 3-1 Molde
Tromsø 2-1 Vålerenga
Gördüğünüz gibi, pek farklı skorlar yok. 3-1, 2-1 ve 2-0 bitti tüm maçlar. Sağı solu belli olmayan Strømsgodset'in hâla güçlü bir ekip olduğunu düşünüyorum fakat her geçen hafta "abi yanlış yoldasın" diyorlar. Rotasyon konusunda sıkıntı yaşayan, neredeyse tüm sezonu aynı 11'le oynamak zorunda olan Aalesund'a diş geçiremediler. İşler iyi gitmiyor. Aalesund'un da haftalar boyu lider kalıp düşüşe geçtiği bilgisini de not düşmek gerek. Tor Hogne Aarøy takımı sırtlıyor, Aalesund yardırıyor.
-
Hønefoss maçı, uğruna ayrı bir blog açılacak cinsten... Geçen sezon Adeccoligaen'den gelen Hønefoss, sezon başında geldiğine geleceğine pişman olmuştu. Lillestrøm deplasmanında alınan 6-0'lık mağlubiyet, gelenden geçenden 3 yemeler, 5 maç sonunda averajın -20'ye vurması beni bile üzdü, ne yalan söyleyeyim. Fakat zamanla lige alıştılar ve bir futbol mucizesi gerçekleştirip, Stabæk'i deplasmanda 1-0 mağlup ettiler. O güne kadar Stabæk pek iyi oynamıyordu ama evinde bu mağlubiyeti alacağı da kimsenin aklına gelmiyordu. Kaçırdıkları pozisyonlara hiç girmiyorum bile. Beni koysalar 5 gol atmıştım Hønefoss'a, öyle bir maçtı. İşte böyleydi Hønefoss'un macerası. Kulüp içinde tartışmalar yaşandığından eminim. Birileri "abi küme düşme hattından çıkmamız lazım" derken diğerleri "ulan 6 yemeyelim de..." diye düşünüyorlardır. Brann'a hiç değinmiyorum. Bergen'in yüz karası oldular resmen. Tamam arkandayız, tamam aslansın kaplansın da yapma gözünü seveyim, küme düşme hattında ne işin var?
Hønefoss 2-0 kazandı. Brann'ı(her ne kadar formsuz olsa da) devirmeleri başlı başına bir sürprizken, galibiyet şekilleri de çok ilginç. Kendimi bildim bileli Brann'ın kalesini koruyan tecrübeli kaleci Håkon Opdal, henüz dakika 6'yken topu kendi ağlarına yolluyor fantastik bir hareketle. Kaptanın kendi kalesine attığı golle 1-0 yenik duruma düşüyor Brann. Bunu gören Bjørnar Holmvik duruyor mu? Hayıır! Yapıştırıyor cevabı. "ulan ben de atayım bi' tane" diyor ve şık bir vuruşla skora eşitliği getiriyor...
Öyle sanıyordu. Ama Holmvik de kendi kalesine atmıştı. O dakikadan sonra ayıp olmasın diye kendi kalelerine gol atmadılar, rakip kaleye gol atmayı da beceremediler. Lige şamar oğlanı statüsünde başlayan Hønefoss, 12 dakikada rakibinin kendi kalesine attığı 2 golle, düşme hattının üzerine çıktı. Hem de Brann Bergen SK gibi bir takımı yenerek. Hani diyoruz ya "ne olursa olsun adı var ulan" diye, evet Brann öyle bir takım. Ama şu saatten sonra yemişim adlarını. Gelelim bir diğer maçımıza...
-
Hønefoss maçını ne kadar uzun tuttuysam, Haugesund maçı da o kadar kısa olacak. Ligin en büyük hayal kırıklıklarından olan Sandefjord toparlanamadı, toparlanmaya da niyeti yok gibi. Geçen sene Adeccoligaen'deyken bile "ben üst lige çıkarım, bi daha da buraya gelmem" diye bas bas bağıran Haugesund, böyle rakipleri affetmiyor. İlk yarıda bulduğu gollerle rakibini 2-0 mağlup etti. Bu skor Sandefjord'un bakkala gitmesine sebep olacak gibi. Sabredin aslanlarım, 17 hafta sonra Adecco'dasınız, hehe.
-
Hønefoss ve Haugesund'la birlikte Tippeligaen'e merhaba diyen Kongsvinger, sessiz sedasız ilerliyor. Sezon başında oldukça etkisizlerdi. Viking'e taktıkları çelmenin ardından canlandılar ve bu akşam Molde'yi 3-1 mağlup ettiler. Türk kökenli Norveçli orta saha oyuncusu Adem Güven de Kongsvinger adına bir gol salladı bu maçta. Kendisi Raufoss'ta 100 maçın üzerinde oynamış ve 31 gole imza atmış, ardından Hamarkameratene'de takıldıktan sonra Kongsvinger'e gelmişti. İyi de oynuyor valla. Sezonun Rosenborg'la birlikte en büyük şampiyonluk adayı olan Molde berbat gidiyor. Kongsvinger bu galibiyetle biraz olsun rahatladı.
-
Haftanın Viking-Rosenborg'dan sonra, belki de önce, en önemli maçıydı bu Tromsø-Vålerenga maçı. Sezonun sürpriz lideri Tromsø 27 puanda, üçüncü sıradaki Vålerenga ise 22 puandaydı. Muhtemelen, "arkadaş tromsö kimmiş yea mahalle takımı, gidip atalım 3-5 tane de çekilsinler kenara" dediler. Sonuç? Affedersiniz, göt olup döndüler. Beraberlik bekliyordum fakat ev sahibi, 37'lik Rushfeldt ile yine galip gelmesini bildi, 2-1'lik skorla puan farkını 8'e çıkardı ve "Açılın, Rosenborg'la kapışıcam!" dedi. 37'lik Rushfeldt biraz garip oldu farkındayım, vodka mı lan bu? Ama "37 yaşındaki Rushfeldt Bey" de olmazdı yani ne bileyim.
***
İşte böyle geçtik 13. haftanın ilk maçlarını. Bunlardan önce, Stabæk, sezona iyi başlayan, sonradan hız kesen Start'ı Nannskog'un 2 golünün de katkısıyla, 3-0 mağlup etmişti, ekleyelim. Yarın Lillestrøm - Odd Grenland maçı var. Bu maçla birlikte 13. hafta sona eriyor. Bu haftayla ilgili kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, liderin değişmeyeceği.
Bu yazı burada bitiyor, yarım saati geride kalan karşılaşmada Viking FK, Rosenborg karşısında 1-0 önde. Ingelsten ve Bjørnsson'la işi götüren ev sahibi, yine Ingelsten'in attığı golle önde götürüyor maçı. Maç bu skorla biterse Norveç gazeteleri bitime 17 hafta kala "Tromsø şampi..." manşetleri atacaklarmış.
Norveçli bi' arkadaş dedi, Dagbladet'te çalışıyormuş.
Yapma Hafnarfjarðar!
3 haftası geride kalan İzlanda Birinci Ligi Pepsideildin'de, son şampiyon, daha doğrusu "son yılların şampiyonu", canımız ciğerimiz Fimleikafélag Hafnarfjarðar topladığı 4 puanla 7. sırada bulunuyor. Bir noktaya değinmek istiyorum sevgili okurlar, ligin genel adı "Urvalsdeild" ya da "1. deild"dir. Lig sıralaması da öyle gider, 1. deild, 2. deild diye. Fakat Pepsi'yle yapılan sponsorluk anlaşması dolayısıyla, bu sezon ismi Pepsideildin. Anlaşmanın kaç sene süreceği hakkında bir bilgim yok fakat 2 sezondan fazla olmayacaktır bu süre.
Pepsi'yi takdir ettim yine de, bu güzel lige sponsor olup hiç değilse birkaç kuruş kazandırdılar. İmkânım olsa gidip ben dağıtacağım kulüplere ama yok ki arkadaş, İzlanda futbolunu geliştiremiyoruz. Her neyse. İzlanda ligiyle ilgili söyleyeceklerim, kıt İzlandacamla ve arkadaşlarımın anlattıklarıyla sınırlı. Bunun haricinde gol krallığını ve puan durumunu takip edebiliyorum. Maçları da canlı skor sitelerinden takip etme şansım var tabi. O kadar.
Kısa bir özet geçmek gerekirse, KR Reykjavik ve Hafnarfjarðar haricinde pek sürpriz olmadı ilk 3 haftada. Zaten 22 hafta futbol oynuyorlar, ilk 3 haftası için de ne yazık ki "sezon yeni başladı, olur arada öyle kazalar" diyemeyeceğim. 34 haftalık bir ligde ilk haftalarda yapılan puan kayıpları önemsenmeyebilir ama İzlanda'da futbol oynuyorsanız bunları dikkate almalı ve sezon başında puan kaybetmemelisiniz. İşte öyle zordur İzlanda futbolu.
Keflavík 3 maçta topladığı 9 puanla lider ve çok iyi gidiyor. Küme düşmesini beklediğim Grindavík ise henüz gol dahi atamadı ve "haklısın abi" lafını erkenden etti. Ara sıra küme düşen, sonra "olay var dediler geldik" tribine giren ÍBV Vestmannaeyjar bu sezon çok daha iyi. Bunu Hafnarfjörður'da "söke söke" aldıkları galibiyetle gördük. Geçen sezon Urvalsdeild'e yükselmesine rağmen her zaman takdir ettiğim Selfoss, asansör takım olmadığını ve bir daha kolay kolay düşmeyeceğini cümle aleme gösterdi. Ben bu sezon 2. deilde düşecek iki takımın Grindavík ile Haukar olacağını düşünüyorum.
Zirve yarışıysa hiç olmadığı kadar eğlenceli geçecektir tahminimce. Bu sezon öncesinde toplanıp "beyler zaten 22 hafta top oynuyoruz şurada, ara sıra puan falan verelim ona buna da eğlenceli olsun, insanlar bakıp izlanda'da şampiyonluk mücadelesi var desinler he?" demiş gibiler. Keflavík, Selfoss, Fram, Breiðablik, Hafnarfjarðar, Valur, KR Reykjavík şampiyonluğa oynayacaklardır. 12 takımın 7'si şampiyonluk adayı, evet evet seviyorum abi ben bu ligi.
İşin içine Stjarnan ve Fylkir de girerse, değmeyin keyfime. Efendim bu akşam öğrendim ki, bu ligin maçlarını "Stöð 2 Sport" kanalı yayınlıyormuş İzlanda'da. Bilgiyi bir kız arkadaşımdan aldım, kendisi futbolla pek ilgilenmiyor ama yine de "sağlam kaynak" olarak değerlendirilebilir sanırım. İzlemek için maalesef İzlanda'da olmanız gerekiyor. Ya da web sitelerini anlayıp bir link bulmalısınız ki ben yapamadım onu.
İzlanda Futbol Federasyonu'na ayrıca sevgilerimi sunuyorum ben buradan. 6 ay boyunca "hava soğuk yha.." tribine girip futbol oynatmıyor, yaz günü oynanacak maçları da akşam 19:15'te, 20:00'de oynatıyor. Ulan sormazlar mı "o kadar üşüyorsan niye mis gibi öğle vakti oynatmıyorsun?" diye. Sorarlar. Cevab veremezsin sonra. Türkiye saatiyle 22:15'te ya da 23:00'te başlıyor maçlar, bu da öğrenciler için sıkıntı yaratıyor haliyle. Bu akşam Haukar maçı için 17:00 demişler ama hâla inanamıyorum ben. Bakalım.
Dördüncü haftanın ilk maçları bu akşam oynanıyor, son dakikada yine değişiklik yapılmazsa.
20:00 Haukar - Vestmannaeyjar
22:15 Fylkir - Fram
23:00 Breiðablik - Hafnarfjarðar
Maç kodları İddaa'da sırasıyla 419, 426 ve 428. Zor maçlar. 1-1-2 diyorum.
Pepsi'yi takdir ettim yine de, bu güzel lige sponsor olup hiç değilse birkaç kuruş kazandırdılar. İmkânım olsa gidip ben dağıtacağım kulüplere ama yok ki arkadaş, İzlanda futbolunu geliştiremiyoruz. Her neyse. İzlanda ligiyle ilgili söyleyeceklerim, kıt İzlandacamla ve arkadaşlarımın anlattıklarıyla sınırlı. Bunun haricinde gol krallığını ve puan durumunu takip edebiliyorum. Maçları da canlı skor sitelerinden takip etme şansım var tabi. O kadar.
Kısa bir özet geçmek gerekirse, KR Reykjavik ve Hafnarfjarðar haricinde pek sürpriz olmadı ilk 3 haftada. Zaten 22 hafta futbol oynuyorlar, ilk 3 haftası için de ne yazık ki "sezon yeni başladı, olur arada öyle kazalar" diyemeyeceğim. 34 haftalık bir ligde ilk haftalarda yapılan puan kayıpları önemsenmeyebilir ama İzlanda'da futbol oynuyorsanız bunları dikkate almalı ve sezon başında puan kaybetmemelisiniz. İşte öyle zordur İzlanda futbolu.
Keflavík 3 maçta topladığı 9 puanla lider ve çok iyi gidiyor. Küme düşmesini beklediğim Grindavík ise henüz gol dahi atamadı ve "haklısın abi" lafını erkenden etti. Ara sıra küme düşen, sonra "olay var dediler geldik" tribine giren ÍBV Vestmannaeyjar bu sezon çok daha iyi. Bunu Hafnarfjörður'da "söke söke" aldıkları galibiyetle gördük. Geçen sezon Urvalsdeild'e yükselmesine rağmen her zaman takdir ettiğim Selfoss, asansör takım olmadığını ve bir daha kolay kolay düşmeyeceğini cümle aleme gösterdi. Ben bu sezon 2. deilde düşecek iki takımın Grindavík ile Haukar olacağını düşünüyorum.
Zirve yarışıysa hiç olmadığı kadar eğlenceli geçecektir tahminimce. Bu sezon öncesinde toplanıp "beyler zaten 22 hafta top oynuyoruz şurada, ara sıra puan falan verelim ona buna da eğlenceli olsun, insanlar bakıp izlanda'da şampiyonluk mücadelesi var desinler he?" demiş gibiler. Keflavík, Selfoss, Fram, Breiðablik, Hafnarfjarðar, Valur, KR Reykjavík şampiyonluğa oynayacaklardır. 12 takımın 7'si şampiyonluk adayı, evet evet seviyorum abi ben bu ligi.
İşin içine Stjarnan ve Fylkir de girerse, değmeyin keyfime. Efendim bu akşam öğrendim ki, bu ligin maçlarını "Stöð 2 Sport" kanalı yayınlıyormuş İzlanda'da. Bilgiyi bir kız arkadaşımdan aldım, kendisi futbolla pek ilgilenmiyor ama yine de "sağlam kaynak" olarak değerlendirilebilir sanırım. İzlemek için maalesef İzlanda'da olmanız gerekiyor. Ya da web sitelerini anlayıp bir link bulmalısınız ki ben yapamadım onu.
İzlanda Futbol Federasyonu'na ayrıca sevgilerimi sunuyorum ben buradan. 6 ay boyunca "hava soğuk yha.." tribine girip futbol oynatmıyor, yaz günü oynanacak maçları da akşam 19:15'te, 20:00'de oynatıyor. Ulan sormazlar mı "o kadar üşüyorsan niye mis gibi öğle vakti oynatmıyorsun?" diye. Sorarlar. Cevab veremezsin sonra. Türkiye saatiyle 22:15'te ya da 23:00'te başlıyor maçlar, bu da öğrenciler için sıkıntı yaratıyor haliyle. Bu akşam Haukar maçı için 17:00 demişler ama hâla inanamıyorum ben. Bakalım.
Dördüncü haftanın ilk maçları bu akşam oynanıyor, son dakikada yine değişiklik yapılmazsa.
20:00 Haukar - Vestmannaeyjar
22:15 Fylkir - Fram
23:00 Breiðablik - Hafnarfjarðar
Maç kodları İddaa'da sırasıyla 419, 426 ve 428. Zor maçlar. 1-1-2 diyorum.
Zirveye Karışık
Adeccoligaen, daha anlaşılabilir haliyle, Tippeligaen'in ardından gelen Norveç 2. ligi. İlk 2'nin direkt yükseldiği, ardından gelen üçlünün üst ligden gelenlerle playoffta kapıştığı, son dördün bir alt lige düştüğü lig.
9. hafta maçları, ben bu yazımı sonlandırdığımda muhtemelen başlamış olacaklar, yine de tahmin yapmadan geçmek istemiyorum. Ondan önce de kısa bir takım değerlendirmesi yapmak istiyorum. Daha doğrusu lig...
Kadrosunu üst ligden gelen futbolcularla güçlendiren Bryne, Tippe-Adecco arasında gidip gelen Bodø-Glimt, istikrarlı performansına rağmen üst lige çıkmayı beceremeyen Nybergsund ve Sogndal, Rosenborg'da forma giyemeyen gençleri kiralayan Ranheim üst lig için şanslı gördüğüm ekipler. Tippeligaen'den düşen ve ligin en iyi takımı konumundaki Fredrikstad'ı da unutmamak gerekiyor tabi.
Bu başlığı atmamın sebebi, sezonun çok eğlenceli geçmesi. Kimin ne yapacağı belli olmuyor, alınan 3 puan takımı 3-5 sıra yukarı taşıyabiliyor. Zirve karışık, böyle de devam edecek gibi.
Şu saydıklarımdan 2'si çıkar, 3'ü playoffa kalır diye düşünüyorum. Çocukluğumda adını söyleyerek eğlendiğim Løv-Ham, eski günlerinden çok uzak. Ligi orta sıralarda bitirmek için uğraşacaklardır bu sezon. Strømmen, Sandnes ve Mjøndalen için söylenebilecek çok şey yok. Küme düşmemek için uğraşacaklardır, en avantajlıları şu an için Mjøndalen.
Follo, Lyn Oslo, Alta ve Tromsdalen ise "zahmet etmeyin siz biz kendimiz düşeriz" modunda oynadılar geçtiğimiz 8 haftayı. Follo ve Alta zaten bu ligde tutunabilecek kulüpler değiller, düşmeleri kimseyi şaşırtmaz. Fakat Tippeligaen tecrübesi olan ve ekonomik sorunlar sebebiyle küme düşen, daha doğrusu düşürülen Lyn Oslo ve geçtiğimiz yıllarda "ha çıktı ha çıkacak" dediğimiz Tromsdalen? İşte bunları anlamadım, hiç anlamadım. Sarpsborg'a lafım yok. Kadrolarını koruyamadılar, ne yapacakları konusunda da en ufak bir fikrim yok. Saat 19:00'da başlayacak maçlar ve tahminler,
Alta - Tromsdalen
Bryne - Lyn Oslo
Follo - Nybergsund
Løv-Ham - Strømmen
Ranheim - Mjøndalen
Sparta Sarpsborg - Sandnes
Sogndal - Bodø-Glimt
412 | Alta - Tromsdalen | 1 | 1.75 |
413 | Bryne - Lyn Oslo | 1 | 1.55 |
414 | Follo - Nybergsund | 2 | 2.40 |
415 | Løv-Ham - Strømmen | 1 | 1.60 |
416 | Ranheim - Mjøndalen | 0-2 | 1.67 |
417 | Sparta Sarpsborg - Sandnes | 1 | 1.20 |
418 | Sogndal - Bodø-Glimt | 2 | 2.20 |
İddaa'da, Adeccoligaen için sadece sonuç bahsi yapabiliyoruz. Altmış, üstmüş, ilk yarıymış gibi seçenekler yok maalesef. Beraberliğin de sık rastlanmadığı bir lig olduğundan, zaman zaman kabız tahminler yapacağım, kaçınılmaz bu. Mjøndalen'den sürpriz bekliyorum, onun haricinde kâğıt üstünde güçlü olan sahada da kazanacak gibi.
Maçların 2. dakikaları oynanıyor, belirteyim.
9. hafta maçları, ben bu yazımı sonlandırdığımda muhtemelen başlamış olacaklar, yine de tahmin yapmadan geçmek istemiyorum. Ondan önce de kısa bir takım değerlendirmesi yapmak istiyorum. Daha doğrusu lig...
Kadrosunu üst ligden gelen futbolcularla güçlendiren Bryne, Tippe-Adecco arasında gidip gelen Bodø-Glimt, istikrarlı performansına rağmen üst lige çıkmayı beceremeyen Nybergsund ve Sogndal, Rosenborg'da forma giyemeyen gençleri kiralayan Ranheim üst lig için şanslı gördüğüm ekipler. Tippeligaen'den düşen ve ligin en iyi takımı konumundaki Fredrikstad'ı da unutmamak gerekiyor tabi.
Bu başlığı atmamın sebebi, sezonun çok eğlenceli geçmesi. Kimin ne yapacağı belli olmuyor, alınan 3 puan takımı 3-5 sıra yukarı taşıyabiliyor. Zirve karışık, böyle de devam edecek gibi.
Şu saydıklarımdan 2'si çıkar, 3'ü playoffa kalır diye düşünüyorum. Çocukluğumda adını söyleyerek eğlendiğim Løv-Ham, eski günlerinden çok uzak. Ligi orta sıralarda bitirmek için uğraşacaklardır bu sezon. Strømmen, Sandnes ve Mjøndalen için söylenebilecek çok şey yok. Küme düşmemek için uğraşacaklardır, en avantajlıları şu an için Mjøndalen.
Follo, Lyn Oslo, Alta ve Tromsdalen ise "zahmet etmeyin siz biz kendimiz düşeriz" modunda oynadılar geçtiğimiz 8 haftayı. Follo ve Alta zaten bu ligde tutunabilecek kulüpler değiller, düşmeleri kimseyi şaşırtmaz. Fakat Tippeligaen tecrübesi olan ve ekonomik sorunlar sebebiyle küme düşen, daha doğrusu düşürülen Lyn Oslo ve geçtiğimiz yıllarda "ha çıktı ha çıkacak" dediğimiz Tromsdalen? İşte bunları anlamadım, hiç anlamadım. Sarpsborg'a lafım yok. Kadrolarını koruyamadılar, ne yapacakları konusunda da en ufak bir fikrim yok. Saat 19:00'da başlayacak maçlar ve tahminler,
Alta - Tromsdalen
Bryne - Lyn Oslo
Follo - Nybergsund
Løv-Ham - Strømmen
Ranheim - Mjøndalen
Sparta Sarpsborg - Sandnes
Sogndal - Bodø-Glimt
412 | Alta - Tromsdalen | 1 | 1.75 |
413 | Bryne - Lyn Oslo | 1 | 1.55 |
414 | Follo - Nybergsund | 2 | 2.40 |
415 | Løv-Ham - Strømmen | 1 | 1.60 |
416 | Ranheim - Mjøndalen | 0-2 | 1.67 |
417 | Sparta Sarpsborg - Sandnes | 1 | 1.20 |
418 | Sogndal - Bodø-Glimt | 2 | 2.20 |
İddaa'da, Adeccoligaen için sadece sonuç bahsi yapabiliyoruz. Altmış, üstmüş, ilk yarıymış gibi seçenekler yok maalesef. Beraberliğin de sık rastlanmadığı bir lig olduğundan, zaman zaman kabız tahminler yapacağım, kaçınılmaz bu. Mjøndalen'den sürpriz bekliyorum, onun haricinde kâğıt üstünde güçlü olan sahada da kazanacak gibi.
Maçların 2. dakikaları oynanıyor, belirteyim.
13. Hafta
Blog yayın hayatına dün akşam başladı. İlk yazımda, bugünkü maçlara yetişemeyebileceğimi söylemiştim. Stabæk - Start maçına yetişmem zaten mümkün değildi fakat diğerleri için söylenebilecek, yazılabilecek şeyler var.
Norveç'te 12 hafta geride kaldı. Zorlu Tromsø deplasmanından sağ çıkabilen pek olmadığından, şimdilik lider 27 puanlı kuzey ekibi. Tromsø'yü 24 puanla Rosenborg BK takip ediyor ki kendileri bilindiği gibi, kupanın her sene favorisidir. Ya Konan, Skjelbred, Sapara olmadan çok iyi işler başarabildiklerini söylemek zor. Norveç'in Yılmaz Vural'ı olan Hamren işi bir yere kadar kurtarıyor fakat bu sene şampiyon olabileceklerini zannetmiyorum. İçerde çok zorlanmadan kazanan bir Rosenborg var. Ama deplasmanlarda o kadar etkili değiller. 12 maç sonundaki şu istatistik benim çok ilgimi çekti: 6 galibiyet, 6 beraberlik.
Onların ardından Vålerenga geliyor ki ben bu takımın taraftarı için çok üzülüyorum. Arkadaş, her sene şampiyonluk parolasıyla başlayan, her sezon saçmasapan hatalar yapıp ligi orta sıralarda bitiren kaç takım vardır? Geçtiğimiz yıllarda Start'tan trajikomik bir şampiyonluk almayı başardılar, devamını getiremediler. Bu sezon fena oynamıyorlar, özellikle iç saha maçlarında rakibi çok iyi kilitliyorlar. Bu sene ümitliyim, herkesin birbirine çelme taktığı bu sezonda aradan sıyrılabilirler.
2010/2011 sezonuna şöyle kafalama bir giriş yapayım dedim. Ligin geri kalan kulüplerini, durumlarını ilerleyen zamanlarda inceleyeceğiz efendim. Asıl işimiz bahisle olduğundan, "şu takım şöyle yapıyomuş yav" gibisinden lüzumsuz bilgiler vermek de istemiyorum. Tippeligaen'de 13. hafta maç programını paylaşmak istiyorum sizlerle. Tüm maçların başlama saati 19:00'dur. Saat 17:00'de başlayan Stabæk - IK Start maçı, Nannskog efendinin 2 golüyle, ev sahibi ekip lehine, 2-0 devam etmekte. Son 20 dakika yanılmıyorsam. Gelelim maçlarımıza,
Aalesund - Strømsgodset
Haugesund - Sandefjord
Hønefoss - Brann BK
Kongsvinger - Molde
Tromsø - Vålerenga
ve tahminlerimize...
407 | Aalesund - Strømsgodset | üst | 1.45 |
408 | Haugesund - Sandefjord | 1 | 1.60 |
409 | Hønefoss - Brann BK | 2 | 2.00 |
410 | Kongsvinger - Molde | 4-6 gol | 2.60 |
411 | Tromsø - Vålerenga | 0 | 3.00 |
Maçlara baktım, her biri üzerinde ancak 30 saniye kadar düşünebildim. Başlangıcı böyle yapalım, maçların başlamasına 20 dakika var çünkü. Yorumlarla birlikte tahminleri de yakında yayınlayacağım, bu aceleye geldi.
Norveç'te 12 hafta geride kaldı. Zorlu Tromsø deplasmanından sağ çıkabilen pek olmadığından, şimdilik lider 27 puanlı kuzey ekibi. Tromsø'yü 24 puanla Rosenborg BK takip ediyor ki kendileri bilindiği gibi, kupanın her sene favorisidir. Ya Konan, Skjelbred, Sapara olmadan çok iyi işler başarabildiklerini söylemek zor. Norveç'in Yılmaz Vural'ı olan Hamren işi bir yere kadar kurtarıyor fakat bu sene şampiyon olabileceklerini zannetmiyorum. İçerde çok zorlanmadan kazanan bir Rosenborg var. Ama deplasmanlarda o kadar etkili değiller. 12 maç sonundaki şu istatistik benim çok ilgimi çekti: 6 galibiyet, 6 beraberlik.
Onların ardından Vålerenga geliyor ki ben bu takımın taraftarı için çok üzülüyorum. Arkadaş, her sene şampiyonluk parolasıyla başlayan, her sezon saçmasapan hatalar yapıp ligi orta sıralarda bitiren kaç takım vardır? Geçtiğimiz yıllarda Start'tan trajikomik bir şampiyonluk almayı başardılar, devamını getiremediler. Bu sezon fena oynamıyorlar, özellikle iç saha maçlarında rakibi çok iyi kilitliyorlar. Bu sene ümitliyim, herkesin birbirine çelme taktığı bu sezonda aradan sıyrılabilirler.
2010/2011 sezonuna şöyle kafalama bir giriş yapayım dedim. Ligin geri kalan kulüplerini, durumlarını ilerleyen zamanlarda inceleyeceğiz efendim. Asıl işimiz bahisle olduğundan, "şu takım şöyle yapıyomuş yav" gibisinden lüzumsuz bilgiler vermek de istemiyorum. Tippeligaen'de 13. hafta maç programını paylaşmak istiyorum sizlerle. Tüm maçların başlama saati 19:00'dur. Saat 17:00'de başlayan Stabæk - IK Start maçı, Nannskog efendinin 2 golüyle, ev sahibi ekip lehine, 2-0 devam etmekte. Son 20 dakika yanılmıyorsam. Gelelim maçlarımıza,
Aalesund - Strømsgodset
Haugesund - Sandefjord
Hønefoss - Brann BK
Kongsvinger - Molde
Tromsø - Vålerenga
ve tahminlerimize...
407 | Aalesund - Strømsgodset | üst | 1.45 |
408 | Haugesund - Sandefjord | 1 | 1.60 |
409 | Hønefoss - Brann BK | 2 | 2.00 |
410 | Kongsvinger - Molde | 4-6 gol | 2.60 |
411 | Tromsø - Vålerenga | 0 | 3.00 |
Maçlara baktım, her biri üzerinde ancak 30 saniye kadar düşünebildim. Başlangıcı böyle yapalım, maçların başlamasına 20 dakika var çünkü. Yorumlarla birlikte tahminleri de yakında yayınlayacağım, bu aceleye geldi.
23 Mayıs 2010 Pazar
Bahiskandinavya
Bahiskandinavya, adından da anlaşılabileceği üzere, İskandinav ligleriyle ilgili analizler ve tahminler yapmak amacıyla kurulmuş, birkaç kişinin emeğiyle ortaya çıkarılmış, kâr amacı gütmeyen(bir şeyler kazansak fena olmazdı aslında), bildiğin düz blogdur.
Bloğun asıl amacı, tabi ki İskandinavya'daki maçları yorumlayıp bahis tahminleri yapmak. Bahisseverler fark etmişlerdir, şike pisliğinden uzak liglerdendir İskandinav ligleri. Biraz ilgiyle başarılı tahminler yapabileceğiniz liglerdir. Biz de "Ulan bu kadar uğraşıyoruz, bari halka açılalım" dedik ve tüm bilgileri elimizin altında toplayabilmek adına bu bloğu açtık. Aslında sadece ben açtım var ya, istatistik ve bilgi konusunda İskandinav arkadaşlar yardımcı oluyorlar. Onların da blogdan falan haberi yok.
Özetle, Bahiskandinavya budur. Nordik Bahis desek daha doğru olabilirdi zira tahmin ve inceleme yapılacak ülkeler şöyle olacak,
- İsveç
- Norveç
- Danimarka
- Finlandiya
- İzlanda
- Faroe Adaları (İddaa'da bahis yapma şansımız maalesef yok, ben de fazla üzerinde durmam zaten)
Bu ülkelerin birinci ve ikinci ligleriyle ilgili, herhangi bir kaynaktan ulaşabileceğiniz tüm bilgileri buradan takip edebilirsiniz. Sadece Faroe Adaları ve İzlanda için ikinci lig bilgisi verme imkânım yok, çünkü oranın ikinci liglerinde neler olduğunu İzlandalılar ya da Faroeliler de bilmiyorlar.
Adeccoligaen'de oynanacak maçlar için tahmin yetiştirmeye çalışacağım fakat başarabileceğimi zannetmiyorum ne yazık ki. Hakeme şöyle bir baktım, İskandinavya'daki maçlarla ilgili yazı yazmak için ancak 2 saatim var. Benim yazılarımı okuduktan sonra kupon doldurmanız pek mümkün olmayacak. Sabaha karşı bu işi halletmeyi düşünüyorum. Olmazsa, Salı günü tam anlamıyla işe koyulacağız.
Ayrıca tekrar belirtmek istiyorum ki, blog kişinin kendi isteği doğrultusunda açılmıştır. 2 gün yazı yazılmadığında vay efendim tahmin yokmuş, efendim neymiş yazı yazılmamış denemez. İlgi olursa, yazı olur efendim.
Şimdilik iyi geceler diliyor ve Phoenix Suns - LA Lakers maçına kalkabilmek için yatağıma gidiyorum. Yarın görüşmek üzere, kalın sağlıcakla.
Bloğun asıl amacı, tabi ki İskandinavya'daki maçları yorumlayıp bahis tahminleri yapmak. Bahisseverler fark etmişlerdir, şike pisliğinden uzak liglerdendir İskandinav ligleri. Biraz ilgiyle başarılı tahminler yapabileceğiniz liglerdir. Biz de "Ulan bu kadar uğraşıyoruz, bari halka açılalım" dedik ve tüm bilgileri elimizin altında toplayabilmek adına bu bloğu açtık. Aslında sadece ben açtım var ya, istatistik ve bilgi konusunda İskandinav arkadaşlar yardımcı oluyorlar. Onların da blogdan falan haberi yok.
Özetle, Bahiskandinavya budur. Nordik Bahis desek daha doğru olabilirdi zira tahmin ve inceleme yapılacak ülkeler şöyle olacak,
- İsveç
- Norveç
- Danimarka
- Finlandiya
- İzlanda
- Faroe Adaları (İddaa'da bahis yapma şansımız maalesef yok, ben de fazla üzerinde durmam zaten)
Bu ülkelerin birinci ve ikinci ligleriyle ilgili, herhangi bir kaynaktan ulaşabileceğiniz tüm bilgileri buradan takip edebilirsiniz. Sadece Faroe Adaları ve İzlanda için ikinci lig bilgisi verme imkânım yok, çünkü oranın ikinci liglerinde neler olduğunu İzlandalılar ya da Faroeliler de bilmiyorlar.
Adeccoligaen'de oynanacak maçlar için tahmin yetiştirmeye çalışacağım fakat başarabileceğimi zannetmiyorum ne yazık ki. Hakeme şöyle bir baktım, İskandinavya'daki maçlarla ilgili yazı yazmak için ancak 2 saatim var. Benim yazılarımı okuduktan sonra kupon doldurmanız pek mümkün olmayacak. Sabaha karşı bu işi halletmeyi düşünüyorum. Olmazsa, Salı günü tam anlamıyla işe koyulacağız.
Ayrıca tekrar belirtmek istiyorum ki, blog kişinin kendi isteği doğrultusunda açılmıştır. 2 gün yazı yazılmadığında vay efendim tahmin yokmuş, efendim neymiş yazı yazılmamış denemez. İlgi olursa, yazı olur efendim.
Şimdilik iyi geceler diliyor ve Phoenix Suns - LA Lakers maçına kalkabilmek için yatağıma gidiyorum. Yarın görüşmek üzere, kalın sağlıcakla.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)